- Katılım
- 5 Eki 2013
- Mesajlar
- 181
- Tepkime puanı
- 3,105
- Puanları
- 113
Mürşidin Hikmeti
Bir gün hayvanlarına kurt saldırmış, büyük bir kısmını telef etmişti.
Şeytan:
"-Bu hocaya bağlanmak sana yaramadı, uğursuz geldi." diye vesvese verdi.
Gün geçtikçe bu vesvese giderek artıyordu. Nihayet bu tâlihsiz talebe aldığı dersi bırakmaya karar verdi. Tâhâ'l-Hakkârî hazretleri'nin huzuruna vararak, verdiği dersi artık bıraktığını söyledi. Daha önce kendisine hediye ettiği tesbihi de geri iade etti.
Aradan yıllar geçmişti. Bir öğle vaktiydi. Tâhâ'l-Hakkârî hazretleri namaza kalkarken, birden mübarek ellerini heybetle uzatıp:
"-Def ol, yâ mel'ûn!" dedi ve sonra namaza başladılar.
Namazdan sonra halîfelerinden biri:
"-Efendim, mübarek ellerinizi uzatmadaki hikmet ne idi?" diye sordu. O da:
"-Bir zamanlar, bizi seven bir mürîdimiz vardı. Ölüm döşeğinde yatıyordu. Şeytan ona musallat olmuş, îmânsız gidecekti. Yanından şeytanı kovduk, imanla göçtü, elhamdülillâh." dedi.
Halîfesi devam ederek:
"-Efendim, çok affedersiniz! Bir gün sizinle beraber otururken biri gelmişti. Verdiğiniz dersi artık bıraktığını söyleyerek, hediye ettiğiniz tesbihi de geri vermişti. Acaba bu, o adam mıydı?" diye sordu. Tâhâ'l-Hakkârî hazretleri de cevap verdi:
"-Evet, o adamdı. Bir zamanlar bize muhabbeti vardı. Bu muhabbeti sebebiyle ona vefâkâr davrandı