- Katılım
- 5 Eki 2013
- Mesajlar
- 181
- Tepkime puanı
- 3,105
- Puanları
- 113
MÜ’MİN LÂNET ETMEZ
Lânet: Allâhü Teâlâ’nın kulunu dünyâda muvaffâkiyetten ve bereketlerden mahrum, âhirette de azâba dûçâr kılarak rahmetinden uzak kılmasıdır.
Lânet olunmayı îcap eden sebepler üçtür: Küfür, bid’at ve fısk (haddi aşıp doğru yoldan çıkmak)’tır.
Şu da bilinmelidir ki, lânet olunan kişi buna müstehak bir kimse değil ise lânet, lânet edene geri döner. Çok kere insan, kendi malından herhangi bir şeye lânet eder de bu sebeple bütün mallarından bereket kaldırılıverir.
Allâhü Teâlâ’nın yaratmış olduğu hiçbir şeye; ne cansız varlıklara, ne hayvanlara, ne de insanlara lânet edilmez.
Mü’mine münâsip olan, lâneti terk ederek onun yerine zikir ve tesbihle meşgul olmaktır. Zîra zikir ve tesbih karşılığında sevap vardır. Ancak karşıdaki her ne kadar lânete müstahak bile olsa ona lânet etmekte bir sevap yoktur. (Tefsîr-i Rûhu’l-Beyan)
ALLAH İÇİN CÖMERT OLMAK
İskenderiye âlimlerinden Eslem bin Yezîd-i Cühenî (rah.): “Cimrilikten sakın, uzak dur!” diyerek İbrahim bin Edhem Hazretlerine nasîhat etti.
İbrahim bin Edhem (rahmetullâhi aleyh) “Cimrilik nedir?” diye sordu. Dedi ki:
“Dünya için çalışanlara göre cimrilik, insanın malında cimrilik yapmasıdır. Âhiret için çalışanlara göre ise, insanın Allâhü Teâlâ’ya ibâdette cimrilik yapması, gevşeklik göstermesidir. Dikkat et, muhakkak bir kul Allah yolunda canından cömertlik yaparsa, Allâhü Teâlâ onun kalbine hidâyet ve takvâ verir, kalbine sükûnet, ağır başlılık ve kemâl derecede ilim nasip eder. Bununla beraber semânın bütün kapıları ona açılır. Ve o kalbiyle bu kapıların nasıl açıldığını müşâhede eder; görür. Dünya ehli nazarında bu kimsenin îtibarsız olması, fazîletine zarar vermez.” (İbn-i Mülakkan, Tabâkâtü’s-Sûfiyye)
Lânet: Allâhü Teâlâ’nın kulunu dünyâda muvaffâkiyetten ve bereketlerden mahrum, âhirette de azâba dûçâr kılarak rahmetinden uzak kılmasıdır.
Lânet olunmayı îcap eden sebepler üçtür: Küfür, bid’at ve fısk (haddi aşıp doğru yoldan çıkmak)’tır.
Şu da bilinmelidir ki, lânet olunan kişi buna müstehak bir kimse değil ise lânet, lânet edene geri döner. Çok kere insan, kendi malından herhangi bir şeye lânet eder de bu sebeple bütün mallarından bereket kaldırılıverir.
Allâhü Teâlâ’nın yaratmış olduğu hiçbir şeye; ne cansız varlıklara, ne hayvanlara, ne de insanlara lânet edilmez.
Mü’mine münâsip olan, lâneti terk ederek onun yerine zikir ve tesbihle meşgul olmaktır. Zîra zikir ve tesbih karşılığında sevap vardır. Ancak karşıdaki her ne kadar lânete müstahak bile olsa ona lânet etmekte bir sevap yoktur. (Tefsîr-i Rûhu’l-Beyan)
ALLAH İÇİN CÖMERT OLMAK
İskenderiye âlimlerinden Eslem bin Yezîd-i Cühenî (rah.): “Cimrilikten sakın, uzak dur!” diyerek İbrahim bin Edhem Hazretlerine nasîhat etti.
İbrahim bin Edhem (rahmetullâhi aleyh) “Cimrilik nedir?” diye sordu. Dedi ki:
“Dünya için çalışanlara göre cimrilik, insanın malında cimrilik yapmasıdır. Âhiret için çalışanlara göre ise, insanın Allâhü Teâlâ’ya ibâdette cimrilik yapması, gevşeklik göstermesidir. Dikkat et, muhakkak bir kul Allah yolunda canından cömertlik yaparsa, Allâhü Teâlâ onun kalbine hidâyet ve takvâ verir, kalbine sükûnet, ağır başlılık ve kemâl derecede ilim nasip eder. Bununla beraber semânın bütün kapıları ona açılır. Ve o kalbiyle bu kapıların nasıl açıldığını müşâhede eder; görür. Dünya ehli nazarında bu kimsenin îtibarsız olması, fazîletine zarar vermez.” (İbn-i Mülakkan, Tabâkâtü’s-Sûfiyye)
