- Katılım
- 5 Eki 2013
- Mesajlar
- 181
- Tepkime puanı
- 3,106
- Puanları
- 113
EN GÜZEL VASIFLAR MÜ’MİNDE OLUR
Bir gün Lokman Hakîm’in oğlu şöyle sordu:
Mü’min, şerefli, zarîf, latîfdir. Lanet etmez, nemîme yapmaz (insanlar arasında laf taşımaz). Gıybet ve iftirâ etmez, kin tutmaz. Hasetçi, cimri ve kibirli değildir.
En yüksek hayırları, en güzîde ahlâkı kazanmaya çalışır. Eğer âhiret ehliyle birlikte olursa onların en vera‘lısı; haram, helal ve şüpheliler hususunda en dikkatlisidir. Gözü harama kapalı, hayır işlerinde eli açık (cömert)tir; isteyeni karşılıksız bırakmaz, sahip olduğu malda cimrilik etmez. İnsanların üzüntülerini giderir, ihsanları boldur.
Sözünü daima tartarak söyler, diline sahip olur, sâlih ameller işler. Hak yolundaki emel, gaye ve hedefleri çoktur.
Boşa geçen vakitlerine üzülür. Dâimâ Rabbinin huzûrunda gibi hareket eder. Niçin yaratıldığını hep gözü önünde tutar.
Düşmanında da görse hakkı kabul eder. Bâtılı dostunda da görse reddeder.
Yardımı çok, eziyeti azdır. Bir dostunun ayağı sürçse, dostluk hukukunu gözeterek ona şefkatli davranır.
İşte bunlar Allâh’ın birliğine ihlasla inanan mü’minin vasıflarıdır.
Bir gün Lokman Hakîm’in oğlu şöyle sordu:
- Ey babacığım, insandaki en hayırlı haslet nedir?
- Dindir.
- Eğer en hayırlı iki şey olsa?
- Din ve maldır.
- Üç olsa?
- Din, mal ve hayâdır.
- Dört olsa?
- Din, mal, hayâ ve güzel ahlaktır.
- Beş olsa?
- Din, mal, hayâ, güzel ahlak ve cömertliktir.
- Eğer altı olsa?
- Oğlum, bir kimsede şu beş şey toplanırsa o Allâhü Teâlâ’nın ihlâslı, takvâ sahibi, velî bir kuludur. Allah onu şeytandan korur.
Mü’min, şerefli, zarîf, latîfdir. Lanet etmez, nemîme yapmaz (insanlar arasında laf taşımaz). Gıybet ve iftirâ etmez, kin tutmaz. Hasetçi, cimri ve kibirli değildir.
En yüksek hayırları, en güzîde ahlâkı kazanmaya çalışır. Eğer âhiret ehliyle birlikte olursa onların en vera‘lısı; haram, helal ve şüpheliler hususunda en dikkatlisidir. Gözü harama kapalı, hayır işlerinde eli açık (cömert)tir; isteyeni karşılıksız bırakmaz, sahip olduğu malda cimrilik etmez. İnsanların üzüntülerini giderir, ihsanları boldur.
Sözünü daima tartarak söyler, diline sahip olur, sâlih ameller işler. Hak yolundaki emel, gaye ve hedefleri çoktur.
Boşa geçen vakitlerine üzülür. Dâimâ Rabbinin huzûrunda gibi hareket eder. Niçin yaratıldığını hep gözü önünde tutar.
Düşmanında da görse hakkı kabul eder. Bâtılı dostunda da görse reddeder.
Yardımı çok, eziyeti azdır. Bir dostunun ayağı sürçse, dostluk hukukunu gözeterek ona şefkatli davranır.
İşte bunlar Allâh’ın birliğine ihlasla inanan mü’minin vasıflarıdır.
