BİLGİ Berat Gecesi Kurtuluş Gecesidir

HANIMAĞA

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
13 May 2012
Mesajlar
35,477
Tepkime puanı
8,887
Puanları
250
Berat Gecesi Kurtuluş Gecesidir



qvezv0udzjq.jpg

Berat Gecesi, Müslümanlarca mağfiret ve kurtuluş gecesi olarak bilinir. Mü’minler bu gecede ibadet ve taatle meşgul olarak bir yıllık amellerinin muhasebesini yaparlar. Mükemmel bir insan, olgun bir Müslüman vasfı kazanmak için gelecek günlerine ve dünya işlerine daha düzenli bir istikamet vermek imkânını bulurlar.
O apaçık kitaba and olsun ki, biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız. Bütün hikmetli işler o gecede tefrik olunur.” DUHAN 2-4
Üç aylara ayrı bir ruh ve mâna içinde giren Peygamber Efendimiz özellikle Şaban ayına özel bir özen gösterir, başka zamanlarda görülmemiş bir derecede ibadete ve âhiret işlerine yönelirdi. Bu ayın çoğu günlerini oruçlu geçirirken, geceleri de diğer gecelerden çok farklı bir şekilde ihya ederdi.

Bir Berat Gecesinde uyanıp da Resulullah Aleyhissalâtü Vesselamı yanında bulamayan Hz. Âişe kalkarak Efendimizi aramaya başladı. Sonunda Peygamberimizi Cennetü’1-Bakî mezarlığında başını semaya kaldırmış halde buldu. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam mübarek hanımına Berat Gecesinin faziletini şöyle anlattı:
Muhakkak ki, Allah Teâlâ Şâban’ın onbeşinci gecesinde dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve Benî Kelb Kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca insanları mağfiret eder.
İşlenen sevaplı amellerin değeri başka zamanlarda on ise, Berat Kandilinde yirmi bindir. Meselâ başka zamanlarda okuduğumuz bir tek Kur’ân harfine on sevap veriliyorsa, bu gecede her bir harfine yirmi bin sevap verilmektedir.
Bu bakımdan tam bir ihlâsla çalışıp ihyasına gayret gösterebildiğimiz takdirde Berat Kandili elli bin senelik bir ibadet hayatının sevabını bir gece içinde bize kazandırabilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ân ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır.”
Tek kişinin çalışma ve kazanma gücü maddi hayatta olduğu gibi manevi hayatta da sınırlıdır diyorsak, bunun çaresi vardır. Aynı gayeyi paylaşan ve dünyada aynı maksatla yaşayan mü’min kardeşlerimizle birlikte teşkil ettiğimiz manevi şirket; bize hesabından âciz kalacağımız sonsuz bir manevi serveti kazandırabilir. Üstelik maddi kazançlarda kâr, ortaklar arasında bölünerek küçüldüğü halde mânevi kârda böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Çünkü manevi faaliyetler nurludur. Nur ise maddi eşya gibi küçülmez ve bölünmez.

Bu Gece Af Dışı Kalanlar
Peygamber Efendimiz bu gecede af dışı kalanları şu hadisi ile bildirmektedir:
“Muhakkak ki, Allah Azze ve Celle Şâban’ın onbeşinci gecesinde rahmetiyle yetişip herşeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalbleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna.” “Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur, ancak kâhin, sihirbaz yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan veya ana babasını inciten yahut zinaya ısrarla devam eden müstesna.” Rabbimiz bizi af dışı kalanlardan eylemesin!…

Berat Gecesi ibadeti
Gecenin manevi değeri dolayısıyla namaz, Kur’ân tilaveti, zikir, tesbih ve istiğfarla geçirilmesi, bu gece vesilesiyle muhtaçlara yardım ve benzeri hayırlı amellere özel bir önem verilmesi müstehaptır.
İmam-ı Gazali Hazretleri el-İhyâ’da, Berat Gecesinde yüz rekât namaz kılınması hakkında bir rivayete yer verse de, hadis âlimleri bu namazın sünnette yerinin olmadığını, böyle bir namazın Hicretten 400 sene sonra Kudüs’te kılınmış olduğu tesbitinde bulunurlar. Hatta İmam Nevevi böyle bir namazın sünnette bulunmadığı için bid’at bile olduğunu ifade eder. Bunun yerine kaza namazının kılınması daha isabetli olacaktır.
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir: Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin.
Herhangi bir zaman ve mekânın kutsiyeti ancak Allah ve Resulü’nün o zamana ve mekâna değer atfetmesiyle olur. Ramazan ayı, Kadir gecesi, Cuma günü ve icabet saati, ve Kutlu Zaman Dilimi Üç aylar gibi zamanın altın dilimleri vardır. Bunlardan biri de Berat gecesidir. Berat gecesinin kutsiyeti ve altın bir zaman dilimi oluşu Kur’ân-ı Kerîm’in işaretleri, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) beyanları, selef âlimlerinin bu konudaki mütalâaları ve dünden bugüne Müslümanların genel kabulü ile bu geceye ayrı bir değer vererek ihyâ etmeleri ile sabittir.
Bu idrak ve şuur içinde ihya edeceğimiz Berat Gecesinin hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz edelim.
Berat gecesiyle af kapısından giren, Ramazan ve Kadir gecesinin bereketine gönlü uyananlardan olmamız dileğiyle



Hz. Peygamber “Şabanın ortasında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der” buyurmuştur.
Berat Arapça berâe-berâet kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Berâet, “iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması” anlamına gelir.
Berat gecesi Müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi adet halini almıştır. Hz. Peygamber “Şabanın ortasında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der” buyurmuştur. (İbn Mâce, İkâme 191). Ancak eserlerinde bu hadislere yer veren Tirmizi ve İbn Mâce , bunların sened yönünden zayıf olduğuna da işaret etmektedirler. Bir kısım alimlerin, kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dan Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesinin Hicret’in ikinci yılında Berat gecesinde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Hz. Peygamberin Şaban ayına ve özellikle bu ayın on beşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihya ettiğine dair diğer rivayetleri göz önüne alan bazı alimler bu geceyi namaz kılarak, Kur’an okuyarak ve dua ederek geçirmenin sevaba vesile olacağını, bu geceye mahsus olmak üzere belli bazı ibadet ve kutlama şekilleri ihdas edip adet haline getirmenin ise dinde yeri bulunmadığını söylemişlerdir. Kaynakların belirttiğine göre berat gecesine ait özel bir namaz yoktur.
Duhan Sûresinde (44/3) Kur’an’ın “mübarek bir gecede” nazil olduğu ifade edilmektedir. İslam alimlerinin çoğunluğuna göre işaret edilen gece Kadir gecesidir. Çünkü diğer âyetlerde Kur’an’ın Ramazan ayında (Bakara, 185) ve Kadir gecesinde ( Kadr, 1) indirildiği belirtilmektedir. İkrime b. Ebu Cehil’in de dahil olduğu bir grup alim ise Duhan Sûresindeki âyetle Berat gecesine işaret edildiği kanaatindedirler. Bu Taktirde Kur’an’ın tamamının Berat gecesi levh-i mahfuz’dan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de âyetlerin peyder pey inmeye başladığı şeklinde bir yorum ortaya çıkmaktadır. Nitekim bazı müfessirler bu görüşü benimsemişlerdir (bkz. Elmalılı, V, 4293-4295).
 
  
 
emeginize saglik hanimaga
 
    
emeklerine sağlık Hanımağa, paylaşım için teşekkürler...
 
    
Konu Güncellendi..
 
    
 
 
Üst Alt