Ya kur'ân ya hüsran

ƬuaƝa

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
6,069
Tepkime puanı
3,093
Puanları
200
Konum
Ukrayna Kiev
Ya Kur'ân Ya Hüsran...


Yakuttan, zümrütten medet boşuna,
Hepsi bir gün döner, çakıl taşına.
Geç kalma.. Bakıp da o genç yaşına,
Sanma ki; önünde seçenekler çok;
Ya ÎMÂN, ya İSYÂN, üçüncüsü yok..
Dünyanın serveti, şehveti sahte;
Bir kefen kadardır, vefâsı ahde.
Boğma vicdânını, meyde, kadehte,
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya AHLÂK, ya HELÂK, üçüncüsü yok..
Sen, şerefli doğdun, şerefli yaşa,
O bencil nefsini, vur taştan taşa;
Yoksa çıkamazsın, şeytanla başa.
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya CENNET, ya CİNNET, üçüncüsü yok..
İnsanlık yanıyor, ateş bacada,
Fitneler kaynıyor, bin bir locada,
Umut kuyrukları, ‘cinci’ hocada;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya İZZET, ya ZİLLET, üçüncüsü yok..
Bir kere baktın mı, kalkıp seherde?
Kapılar açılır, gök perde perde.
Sordun mu Kurân’a, kurtuluş nerde?
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya ŞÜKÜR, ya KÜFÜR, üçüncüsü yok..
Dağlara özenip, tepeden bakma,
Mezar taşlarına, rütbeni çakma,
Şu cennet köşkünü, kibirle yakma;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya İHLÂS, ya İFLÂS, üçüncüsü yok..
Bırak.. O “çağdaşlar”, ne derse desin,
Hayat bir sınavdır, bu hüküm kesin,
Secde et ki; varsın, Allah’a sesin;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya KUR’ÂN, ya HÜSRÂN, üçüncüsü yok
(2009)

 
  
 
Son düzenleme:
SABIR SINAVIDIR ÖMÜR DEDİĞİN


Ruhlar giderlerken, sonsuz bir yola,
Dünyada verirler, birkaç gün mola,
Sanma ki, bu geliş, tesadüf ola;
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Güneş, doğmak için, sabahı bekler,
Kozalarda, çile çeker, böcekler,
Bil ki, her yürüyen, önce emekler,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Tohum düşer, toprağında barınır,
Bahar gelir, yaprak ile sarınır,
İnsanoğlu kışa doğru arınır.
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Ateşe düşmeyen çıra yanar mı?
O ateşte yanan gayrı söner mi?
Hakk'a giden yarı yoldan döner mi?
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Nefsin bu gün doysa, yarın yine aç,
Sanma ki bedenin, nefsine muhtaç.
Gel şu meyhaneden, vakitlice kaç,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Nefsin işkencesi, düşmandan beter,
Onun zulmü ancak, savaşla biter.
Silah istiyorsan, irâden yeter,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Hor görme dünyada çile çekeni,
Sabırla beslenir, gönül kökeni,
Bülbüle diyor ki, gülün dikeni;
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

İhtiras seline,baraj kâr etmez,
Beşer arzuları, saymakla bitmez.
Dünyayı verseler, inan ki yetmez,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Zaman sermayesi, sanma ki çok bol,
Beşikten bastona, kaç adımlık yol?
Bu kânun değişmez, kim olursan ol,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Rüyalar, ne büyük ibrettir oysa,
İnsan aç uyanır, rüyada doysa,
Ölüm uyanmaktır, yaşamak buysa,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Nî’met sırrı gizli, hayır ve şerde,
Devâyı da verir, verdiği derde,
Akıl, isyan ile, aranda perde,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…

Gör ki, şu dünyanın, sırça köşküne,
Tapmış nice insan, dönmüş şaşkına,
Nedir bu sarhoşluk, Allah aşkına?
Sabır sınavıdır, ömür dediğin…


CENGİZ NUMANOĞLU
(1990)




 
    
Son düzenleme:
image001.gif

Beşerin temeli, bir küçük cenin,
Can vermeye, gücü yetmez kimsenin,
Kâinat denilen, dev değirmenin,
Suyu nerden gelir, farkında mısın?

Yıldızlar, bir adım yolundan şaşmaz.
Dağlar haddin bilir, denizler taşmaz.
Karıncanın yükü, boyunu aşmaz.
Bunca dengelerin, farkında mısın?

Bu dünya; uzunca bir yolun başı.
O mezar dediğin, bir sınırtaşı.
Ömür; iki günlük îman savaşı,
Her an bitebilir, farkında mısın?

Senin Sâhibin var, yokluğa kanma
Sana senden yakın, uzakta sanma,
O’na tüm kâinat, dar gelir amma,
Bir gönüle girer, farkında mısın?

Cehâlettir, O’nu inkâr nedeni,
Ne mümkün görmemek, O var edeni,
Beyin yönetirken, bütün bedeni,
Beyni kim yönetir, farkında mısın?

Etrafına bir bak, gör nicesini,
Gel de çöz, şu insan bilmecesini,
Bazen, ömür bile, tek hecesini,
Çözmeye yetmiyor, farkında mısın?

Kimi, kibir denizinde boğulmuş,
Kimi, minnet ile, kula eğilmiş,
İnsan olabilmek, kolay değilmiş,
O kutsal savaşın, farkında mısın?

Kimi, servetini, sefâya sermiş,
Kimi zekâtını, dürüstçe vermiş,
Kimi, bir lokmanın, şükrüne varmış,
Gerçek zenginlerin, farkında mısın?

Kimi yaşlandıkça, huzuru duyar,
Îlâhi kanuna, gönülden uyar,
Kiminde bir telâş, saçını boyar,
Tellerini sayar, farkında mısın ?

Kimi, imân eden, kula çatarken,
Korkulara düşer, güneş batarken,
Kimi, ona buna, akıl satarken,
Kendisi muhtaçtır, farkında mısın?

Kimi, bu dünyada, nefes aldıkça,
Allah’ı zikreder kalbi vurdukça,
Kimisi de, yalnız darda kaldıkça,
Allah’ı hatırlar, farkında mısın ?

Kimi, şans ve talih peşinden gider,
Durmadan kadere sitemler eder,
Böylesi kullara, neylesin kader?
Ekmeden biçen yok, farkında mısın?

Her gün “son durak” ta, nice yolcular,
Kadın, erkek, çoluk çocuk, ihtiyar,
Kimisi gülümser, mes’ut, bahtiyar,
Kimi üzgün gider, farkında mısın?

Ömürler, mevsimler gibi dönerler,
Mumlar, yanar yanar, biter sönerler,
Yapraklar, sararıp, yere inerler,
Toprağa dönerler, farkında mısın?

“Aşk” sözcüğü, günümüzde karmaşa,
Aşklar var; bir gaflet, bir kara maşa,
Ama, bir aşk var ki; gelince başa,
Ölüm kavuşmaktır, farkında mısın?

İnsanlar, el ayak, kol kafa beden,
Hiçbiri birine benzemez neden?
Bir güç, bir irâde var ki, hükmeden,
Dört yanını sarmış, farkında mısın?

Gece gündüz, boş hayaller kurarsın,
Kendi gafletine ortak ararsın,
Çıkmaz sokaklarda, adres sorarsın,
Oysa; adres sende, farkında mısın?

Yaşamak, kalbine korku salarken,
Ümitsizlik batağına dalarken,
Teselliyi, kadehlerde ararken,
Seni Yaradanın, farkında mısın?

Hayat yokuşunda, sık sık teklerken,
Dert üretip, dertlerine eklerken,
Köşelerde, miskin miskin beklerken,
Ne fırsatlar kaçmış, farkında mısın?

Nice güzel renkler, dünyayı sarmış,
Siyahın yanında, beyaz da varmış,
Parmakların, kalem tutar yazarmış,
Elin kolun varmış, farkında mısın?

Pembe beyaz açan bahar dalını,
Mor dağların, yeşilini alını,
O kelebeklerin, ipek şalını,
Gören gözün varmış, farkında mısın?

Akıl vermiş, engelleri geç diye,
Vicdan vermiş, hak yolunu seç diye,
Gönül vermiş, kapıları aç diye,
Bunca anahtarın, farkında mısın?

Dünya nimetinden, nedir ki kalan?
Varsa; gönül dostu, gerisi yalan,
Gel gör ki, felekten bir gece çalan,
Gündüz “uyur gezer”, farkında mısın?

Sonsuzların bile, ömürleri var,
Sanma ki; saltanat, kurumaz pınar,
Mal, canın yongası olsa ne çıkar?
Gölgeler fânidir, farkında mısın?

Nice insan, nice yükten ezilir,
Karda, kışta, yatak yorgan büzülür,
Gözlerinden, sicim sicim süzülür,
Bu çâresizliğin, farkında mısın?

Yorgun yüzlerdeki, derin izlerde,
Sevgiye susamış, muhtaç gözlerde,
Boğazlarda düğümlenen sözlerde,
Ne feryatlar gizli, farkında mısın?

İlaçtan çok, dost gerekir hastaya,
O dostlar yazılır, yüce listeye.
Bir gönül köprüsü, kuran ustaya,
Ücreti kim verir, farkında mısın?

Tatlı dil, güçlüdür, demir çelikten,
Yılan bile duymuş, çıkmış delikten,
İnsanlara özgü, bu incelikten,
Kimler hisse almış, farkında mısın?

Mâbetler var; orda gönül yıkanır,
Âyetler var; kişi kendini tanır,
İnsanlar var; melek bile kıskanır,
Sen, o yüceliğin, farkında mısın?

Namus, şeref derler, elle tutulmaz,
Şan şöhretle, para pulla satılmaz,
Kumar çöplüğüne, asla atılmaz,
Atıp satanlar var, farkında mısın?

Eğer varsa kulda, vicdan yarası,
Karışır, servetin akla karası,
İnsan ömrü, iki nefes arası,
Kaç adımlık yoldur, farkında mısın?

Sen, fakir arkadaş, düşünme derin,
Bin türlü derdi var, o zenginlerin,
Darılıp küstüğün, kendi kaderin,
Sana siper olmuş, farkında mısın?

Dinle ki, genç ana, bu sözler sana,
Böyle yazdım diye, darılma bana,
O yavrun sevgiden, şefkatten yana,
Biraz aç görünür, farkında mısın?

Ya sen, yasak aşkı, özleyen baba,
Evdeki hallerin, pek kaba saba,
Biraz da aklını kat şu hesaba,
Seven bir karın var, farkında mısın?

Aklı tutsak eden, dar sınırları,
Geç de gör, âlemde nice sırları,
Yazan, yazmış amma, bu satırları,
Neden, niçin yazmış, farkında mısın?



CENGİZ NUMANOĞLU
 
    
Son düzenleme:
Güncellendi..
 
    
 
 
Üst Alt