BİLGİ Tasdik ve İnkar Bakımından İnsanlar ( Mümin – Münafık ve Kafir )

HANIMAĞA

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
13 May 2012
Mesajlar
35,477
Tepkime puanı
8,887
Puanları
250
Tasdik ve İnkar Bakımından İnsanlar ( Mümin – Münafık ve Kafir )


er0dwq2hi3t.jpg


TASDİK ve İNKÂR BAKIMINDAN İNSANLAR
İnsanlar tasdik ve inkâr açısından üç grupta incelenebilirler.

  • Mümin
Allah’a, Hz. Peygamber’e ve O’nun haber verdiği şeylere yürekten inanıp, kabul ve tasdik eden kimseye mümin denir. Müminler âhirette cennete girecekler, orada pek çok nimetlere kavuşacaklardır. Günahkâr müminler, suçları ölçüsünde âhirette cezalandırılsalar da sonunda cennete konulacaklardır. Müminlerin ebedî cennetlik olacağına dair Kur’an’da pek çok âyet vardır.

  • Kâfir
İslâm dininin temel prensiplerine inanmayan, Hz. Peygamber’in yüce Allah’tan getirdiği kesin olan ve tevâtür yoluyla bize kadar ulaşmış bulunan esaslardan (zarûrât-ı dîniyye) bir veya birkaçını yahut da tamamını inkâr eden kimseye kâfir denir. Meselâ namazın farz, şarabın haram oluşunu inkâr eden, meleklerin ve cinlerin varlığını kabul etmeyen kimse kâfirdir. Kâfir sözlükte “örten” anlamına gelmektedir. Gerçek ve doğru inancı örttüğü, yanlış şeylere inandığı için böyle kimselere kâfir denmiştir. Bir insan kâfir olarak ölürse ebedî cehennemde kalacaktır. Bu konudaki âyetlerden birinde şöyle buyurulmuştur:

“(Âyetlerimizi) inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüş olanlara gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üstünedir. Onlar ebediyen o lânet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir, ne de onların yüzlerine bakılır” (el-Bakara 2/161-162).

  • Münafık
Allah’ın birliğini, Hz. Muhammed’in peygamberliğini ve onun, Allah’tan getirdiklerini kabul ettiklerini söyleyerek, Müslümanlar gibi yaşadıkları halde, kalpten inanmayan kimseleremünafık denir. Münafıkların içi başka dışı başkadır. Sözü özüne uygun değildir. Bir âyette şöyle buyurulur:

“İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde ‘Allah’a ve âhiret gününe inandık’ derler” (el-Bakara 2/8).

Münafıkların gerçekte kâfir oldukları bir başka âyette şöyle ifade edilir:

“Onların Allah yolundan sapmalarının sebebi, önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar” (el-Münâfikun 63/3)

Münafıklar İslâm toplumu için açık kâfirden daha tehlikelidirler. Çünkü onlar dıştan Müslümanmış gibi gözüktüklerinden tanınmaları mümkün değildir; içten içe Müslüman toplumun huzur ve düzenini bozar, kuzu postuna bürünerek dikkatsiz ve bilgisiz Müslümanları yanlış yönlere sürüklerler. Peygamberimiz vahiyle kimlerin münafık olduğunu bilir, bu sebeple de onlara önemli görevler vermezdi. Hz. Peygamber’den sonra insanlar için böyle bir bilgi kaynağı (vahiy) söz konusu olmadığından ve Müslüman olduğunu söyleyenlerin iç dünyasını araştırmak da doğru olmadığından münafık, dünyada Müslüman gibi işlem görür. Onun cezası ahirete kalmıştır. Bir ayette açıklandığı üzere cehennemin en alt tabakasında münafıklar bulunur:

“Şüphe yok ki münafıklar, cehennemin en alt katındadırlar (derk-i esfel). Artık onlara asla bir yardımcı da bulamazsın” (en-Nisâ 4/145).


Çocuklar İçin Öğrenilmesi Kolay Kısa Türkçe Dualar

Uykudan Uyanınca Okunacak Dua
Allahım! Bu güzel günde benim uyanmamı sağladığın için sana hamd olsun.

Vücudumu sağlıklı kıldığın için sana şükrolsun.

Bu günümü güzellik ve iyilikler ile doldur.

Bizi sabaha kavuşturduğun gibi akşama da hayırla kavuştur. Âmin.

Uyumadan Önce Okunacak Dua
Allahım! Senin yardımın ile akşama vardık.

Bütün kötülüklerden ve sıkıntılardan sana sığınırım.

İyiliklerimi kabul et, hatalarımı affet.

Uyandığımda bugünden daha güzel bir günü bana ve sevdiklerime nasip eyle. Âmin.

Kötülüklere Karşı Korunmak İçin Dua
Allahım! Sen beni, ailemi arkadaşlarımı kötülüklerden koru.

Sen bizi korursan kimse bize bir şey yapamaz.

Senin gücün her şeye yeter. Âmin.

Korkulardan Kurtulmak İçin Dua
Allahım! Sen her şeyi gören ve işitensin.

Beni korktuklarımdan koru.

Sen içimdeki korkuları al ve bana huzur ihsan eyle. Âmin.

Üzüntü ve Sıkıntıları Gidermek İçin Dua
Allahım! Senin her şeye gücün yeter.

Üzüntü ve sıkıntıların gitmesi için sana yalvarıyoruz.

Biliyoruz ki sen sesimizi duyansın.

Bizlere yardım et. Âmin.

Şifa İçin Dua
Allahım! Sen şifası olmayan hastalık vermezsin.

Her derdin dermanını da yaratılsın.

Hastalıklarıma şifa ver.

Hastalıklardan kurtulmayı, sağlıklı olmayı, sağlıklı olunca da sağlığımın kıymetimi bilmeyi nasip et. Âmin.

İstekler İçin Dua
Allahım! Sen, sana açılan elleri boş çevirmezsin.

Ben de senden yardım istiyorum.

Kendi üzerime düşen her şeyi yaptım ve şimdi senden hayırlı bir sonuç bekliyorum.

Beni muradıma eriştir.

Gönlümü üzecek, bana zararı dokunacak şeyleri benden uzak tut. Âmin.

Anne ve Babamız İçin Dua
Allahım! Beni yetiştirip büyüten anne ve babama merhamet eyle.

Onlar beni nasıl korudularsa sen de onları öyle koru.

Hem dünyada hem de ahirette onlara iyilik, güzellik ve nimetler nasip et.

Beni, annemi, babamı ve tüm sevdiklerimi kötülüklerden koru. Âmin.

İyi Arkadaşlıklar İçin Dua
Allahım! Beni iyi insanlara arkadaş eyle.

Beni arkadaşlarımın yanında sevilen ve güvenilen insan eyle.

Aramızda kin, kıskançlık, düşmanlık barındırma.

Birbirimize karşı merhametli olmayı ve birbirimizi sevmemizi nasip et. Âmin.

Şükür İçin Dua
Ey bizi yediren içiren ve yaşatan Rabbim!

Verdiğin nimetlere hamd olsun.

Bize hayırlı ömürler ve helalinden bol rızıklar ihsan eyle.

Sağlık ve afiyet ver. Âmin.


İslam Dininde Evliliğin Önemi – Evlilik Hakkında Ayet ve Hadisler

İslam’da Evlenmenin Önemi – İslam İlmihali
İslâm dini Müslümanların evlenip yuva kurmalarına büyük önem verir. Kur’ân-ı Kerîm’de;

“Size onlar sayesinde veya onlarla huzur ve sükûnete ermeniz için kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet halketmesi O’nun kudretinin alâmetlerindendir. Bunda düşünen bir topluluk için işaretler vardır” (er-Rûm 30/21) denmiştir.

Bir başka âyet-i kerîmede;

“Sizden bekâr olan kimseleri, köle ve câriyelerinizden uygun olanları evlendiriniz. Eğer onlar fakir iseler Allah fazlından onları zenginleştirecektir. Allah (imkânları ve rahmeti) geniş ve (her şeyi) bilendir” (en-Nûr 24/32)”buyurulmuştur.

Hz. Peygamber de muhtelif hadislerinde Müslümanları evlenmeye teşvik etmiştir. Meselâ bir hadîs-i şerifinde,

“Ey gençler sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin” (Buhârî, “Nikâh”, 3; Müslim, “Nikâh”, 1) buyurmuş

Bir başka hadisinde de;

“Peygamberlerin dört sünneti vardır” demiş ve dördüncü olarak evlenmeyi saymıştır (Tirmizî, “Nikâh”, 1; Müsned, V, 421).

Bu mealde birçok âyet ve hadis zikredilebilir. Bütün bunlar İslâm’ın genel yaklaşımının kadınla erkeğin birbirinden uzak durması değil, Allah tarafından konulan sınırlar çerçevesinde bir arada yaşanması olduğunu göstermektedir. Allah tarafından konulan sınırlar derken meşru bir nikâh ilişkisi kastedilmektedir. Bu yönüyle İslâm dini mümkün olduğunca kadınlardan uzak durmayı ve bekâr kalmayı öğütleyen ve ruhbanlığı en büyük dindarlık olarak takdim eden Hıristiyanlık’tan ayrılmaktadır.

Allah Teâlâ yukarıda meâli verilen âyet-i kerîmede kadın ve erkeğin birbiri için yaratıldığını ve bu tür bir yaratılışın Allah’ın kullarına bir lütfu olduğunu bildirmektedir. Bu kadın ve erkeğin birbirinden uzak olmasının değil sağlıklı ve temiz bir zeminde beraber olmasının fıtrata daha uygun olduğunu göstermektedir. Bu en güzel şekilde evlenme ile mümkün olmaktadır. Öte yandan sağlıklı nesiller elde etmek ancak bu nesillerin bir evlilik içinde meydana gelmesi ve anne babanın müşterek ilgi ve sorumluluğu altında büyütülmesi ile mümkündür. Böyle bir birliktelik içinde meydana gelmeyen çocuklar gerek sosyal gerek psikolojik gerekse ahlâkî bakımdan daha problemli olmaktadır. Ayrıca toplumsal ahlâkın korunmasında da kadın-erkek ilişkilerinin bir evlilik zeminine dayanmasının büyük önemi vardır. Evlenmenin mümkün olmadığı çoğu durumda kadın ve erkekler birbirlerinden uzak durmamakta, sadece ilişkilerini gayri meşru zeminlerde sürdürmekte veya normal olmayan ilişki yollarına sürüklenmektedir.

Aile Kurma ve Ailenin Önemi – Aile Hakkında Ayet ve Hadisler


Aile Kurma ve Aile Olmanın Önemi
Diğer canlılardan farklı olarak insanlar tarih boyunca cinsel ihtiyaçlarını, bilinçli ve amaçlı olarak kurdukları aile düzeni ve disiplini içinde karşılaya gelmişlerdir. Nisâ suresinin ilk âyetinde de işaret buyurulduğu üzere bu kurumun başta gelen amacı, sağlıklı nesiller yetiştirmek suretiyle insan soyunun devamına katkıda bulunmaktır. Hz. Peygamber de bu hususa vurgu yapmıştır (İbn Mâce, “Nikâh”, 1).

İnsanlar diğer canlılar gibi evlenmeden de çocuk sahibi olabilirler. Ancak, insan yavrusunun bedensel ve ruhsal gelişiminin, annenin tek başına üstesinden gelemeyeceği kadar uzun ve zahmetli bir bakımı gerektirmesi yanında, insanın bir kültür varlığı oluşu da aile kurumunu gerekli kılmıştır. Zira inançlar, değerler, gelenek ve göreneklerle iyi alışkanlıklar öncelikle ve en sağlıklı bir şekilde ailede kazanılır.

Kur’ân-ı Kerîm’de de işaret buyurulduğu gibi (er-Rûm 30/21), aile kurumunun belki de en önemli işlevi sevgi odaklı bir ilişkiler dünyası oluşturmasıdır. Aile kurumu kıskançlıkları, dolayısıyla çatışmaları önleyerek toplumsal düzenin sağlıklı işleyişine de katkıda bulunur. Aile kurumu ve onun çevresinde oluşturulmuş kurallar, kadın-erkek ilişkisine biyolojik tatminlerin ötesinde değer ve anlamlar katar. İslâmiyet’in bir yandan zinayı ağır yaptırımlarla yasaklarken bir yandan evlenmeyi teşvik etmesinin sebebi de budur. Erdemli ve mükemmel bir toplum yapısı gerçekleştirmenin en önemli şartı olan hak ve sorumluluk bilinci, toplumun çekirdek birimi olan aile için de vazgeçilmez bir önem taşır.

Hz. Peygamber, aile bireylerinin haklarını ihmal etmek pahasına nâfile namaz kılmaya, oruç tutmaya vb. ibadetler yapmaya bile izin vermemiştir (Buhârî, “Savm”, 55). İslâm ahlâkçıları, kural olarak diğer bütün insanların ve Müslümanların birbirleriyle ilişkilerinde söz konusu olan hak ve yükümlülüklerden aile bireylerinin de birbirlerine karşı sorumlu olduklarını belirtmişler; ayrıca onların kendi aralarında aile kurumuna özgü hak ve sorumluluklarının da bulunduğunu ifade etmişlerdir.
 
  
 
Emeklerin için çok teşekkür ederim...
 
    
Konu Güncellendi..
 
    
 
 
Üst Alt