Sedef Susuz Kaldı Hakım Bey

*SıLaGüL*

Well-Known Member
Nisan Forum Üyesi
Katılım
13 Ocak 2012
Mesajlar
870
Tepkime puanı
197
Puanları
63
Seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun Nine'nin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını.
Ve Hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle sözü yaşlı kadına verdi hakim. "Anlat teyze. Neden boşanmak istiyorsun?"
Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp kısılmış sesiyle konuşmaya başladı "Bu herif yetti gari Elli yıldır bezdirdi hayattan."
Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda. Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı yaşanmış elli yılın ardından. Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı kadın neler diyecekti. Herkes onu dinliyordu.
Yaşlı kadının gözleri doldu. Ve devam etti.
"Bizim bir sedef çiçeği vardı çok sevdiğim. O bilmez. Elli yıl önceydi. O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye. İyi gelirmiş dedilerdi. Elli yıl oldu bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Ta ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım. Ben böyle bir adamla elli yıl geçirdim. Hayatımı umudumu her şeyimi verdim. Ondan hiçbir şey göremedim. Bir kerecik olsun benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim yemin ederim."
Hakim yaşlı adama dönerek;
"Diyeceğin bir şey var mı baba?" dedi.
Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi.

"Askerliğimi reisicumhur köşkünde bahçevan olarak yaptım o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadimemi de orada tanıdım. Sedefleri de. Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. O çiçeklerle doludur bahçesi. Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi. İlk evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun lafım geçmedi. O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu. Ben ona gece sularsan geçer dedim. Adak dilettim. Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece o çiçek ben oldumsanki. Ona bu yüzden tapabilirdim..." dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle.
"Her gece o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef gece sulanmayı sevmez hakim bey. Geçen gece de yaşlılık. Ben de uyanamadım. Uyandıramadım. Çiçek susuz kalırdı amma kadınımın boynu yine azabilirdi. Suçlandım. Sesimi çıkartamadım."
O an mahkeme salonunda her şey sustu.
Ertesi sabah gazeteler "Sedef susuz kaldı" diye yine yalnızca neticeyi haber yaptılar..
 
  
 
Emeğinize Ve Paylaşıma Teşekkürler...
 
    
 
 
Üst Alt