- Katılım
- 5 Eki 2013
- Mesajlar
- 181
- Tepkime puanı
- 3,105
- Puanları
- 113
Padişah, Kölemin Kölesi
Padişahın sarayına gider, çalgıları susturmak ve neşelerine son vermek ister. Padişah da onu o anda saraydan seyreder. Padişah ihtiyarın yakalanmasını emreder, adamı huzuruna çağırtır ve kendisine şöyle sorar:
-Şu münasip olmayan işi niçin işledin?
İhtiyar:
-Bu iş kötü bir iştir. Biz kötü işleri kaldırmakla memuruz der.
Padişah:
-Benden korkmadın mı?
İhtiyar;
-Senden bana gelecek olan şeye sabrederim. Nitekim Allah Teala Kur'an'da "sana gelen şeye sabret" buyurdu. Ben senden asla korkmam. Çünkü sen kölemin kölesisin.
Padişahın etrafımdakiler:
-Bu adam aklını kaybetmiştir.
İhtiyar:
-Hayır, ben aklımı kaybetmedim. Bilakis, hakikatte o, kölemin kölesidir. Sen kölemin kölesisin. Çünkü insanlar iki kısımdır:
Birincisi; nefsi mağlup, kendisi galip alandır ve nefsini istediği tarafa çevirebilir.
İkincisi ise: Nefsi kendisine galip ve üzerine amir kimsedir.
Ey padişah! Şimdi düşün, sen bunların hangisindensin?"
Padişah:
-İkincisiyim, der.
İhtiyar:
-Nefis kulumdur, sen de nefsin kölesisin. Yani sen kölemin kölesi oldun, der.
İhtiyarın bu sözleri üzerine padişah son derece müteessir olarak derhal tevbe edip pişman olur. İhtiyara da birtakım ikramlarda bulunur.