Nilgün Marmara Canım Sıkıntı Sınırı

*Esra*

GRAFİKER
Grafik Tasarım
Katılım
1 Eyl 2012
Mesajlar
12,743
Tepkime puanı
3,666
Puanları
113
qfooaz3h.jpg


Nilgün Marmara Canım Sıkıntı Sınırı

Aydınlıkta köhneliği belirginleşen ve kentte ve konutta hiçbir şey neyse ben oyum. Öylesine
bağsız ve yeğniyim ki bu hafifliğin şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum.
Sanki varoluş beni cezalandırmak ister gibi; yoğunluğundan bana düşen payını benden geri
alarak bu yoğunluğa, olur olmadık herkese ve her şeye fazlasıyla katlayarak sunuyor.
Ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara mal ettirici biricik güç, inancım
yok. Hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben yalnızca buna inanabilirim, ben. Yere göğe
zamana denize kayalara ve kuşlara da dokunan aynı tanrı değil mi? Bu kutla tanrının
yönetkenliğinde, olmayan ellerimle bir yok-tanrı’yı tutuyor ve ölçüyorum yokluğun ağırlığını.
Kefe’lerinden birine onun oylumu pekâlâ sığıyor, diğerine duygular, duyumlar ve düşünceler
yığılıyor, işte yetkin eşitlik...her gün her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor. Bir eskiciden
satın alınmış bu teraziyi birgün başka bir eskiciye vereceğim, o gün, tozanlarım her bir yana
dağılıp toprağın suyun ölümsüzlüğüne eklemlenecekler ve ben özgürleşeceğim…



Şair : Nilgün Marmara

Nilgün Marmara Canım Sıkıntı Sınırı Şiiri Dinle Şiirleri Eserleri Yazıları yığılıyor, işte yetkin eşitlik...her gün her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor. Bir eskiciden satın alınmış bu teraziyi birgün başka bir eskiciye vereceğim, o gün, tozanlarım he
 
  
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Emeklerin için çok teşekkür ederim...
 
    
Paylaşıma emeğinize teşekkür ederim.
 
    
 
 

Similar threads


Üst Alt