Nerden Bilebilirdim Beni ölümüne Sevdiğini

*SıLaGüL*

Well-Known Member
Nisan Forum Üyesi
Katılım
13 Ocak 2012
Mesajlar
870
Tepkime puanı
197
Puanları
63
Sabahın gelişini müjdeleyen saatin akrebi ve yelkovanı, batmaya yüz tutan ay, doğmaya hazırlanan güneş ve geceden kalma, sabaha karşı kırılmaya başlayan ayaz; hepsi, hepsi bir sukunet içinde öylece beni izliyorla r....

Ben ise geceden kalma kırılganlığımla, yanağıma düştüğü halde silinmemiş gözyaşlarımla, toplamaya erindiğim saçımla ve geçmişden bu yana beni takip eden kahrolasıca pişmanlığımla birlikte sabahı bekliyoru m... Hani odamın içine az ışık vursa bir umut kapısı arıyorum...Belki, belki bu gün beni yiyip bititren, her gün diri diri mezara gömdüren işlediğim geçmişteki günah affedilir diye... Kim bilir belki de kendimi kandırıyorum ama bir nebze de olsa rahatlıyorum... Işıklar pencereme doğru süzülmeye dakkalar kala pencereni n altına oturuyoru m ve işlediğim günahın muhasebes ini tutuyorum . Ardından da başlıyorum kendimi hayıflıyorum gözyaşlarımla...Geçmişim yakamı bırakamadı, ölene kadar da bırakmamaya niyetli sanırım. Hatırlıyorum da daha 22 yaşındaydım, gençtim, popülerdim ve en önemlisi kendimce zekiydim. .. O dönemler peşimde dönmeyen erkek yoktu, bu ilgi beni oldukça şımartmış olacak ki artık kendimi yükseklerde görmeye başlamıştım... Üniversite de avukatlık üzerine okuyordum ve son senemdi, bu da beni oldukça gururlandırıyordu... Benimle aynı bölümü okuyan diğer sınıftan bir genç delikanlı vardı. Ne zaman gitsem gözüme çarpardı, dakikalar ca bakışırdık...Gözleri maviydi ve benim en sevdiğim renkti. Bana bakıyor ve gülüyordu ama diğer erkekler gibi neden teklif etmiyordu .Hayatında biri mi vardı ama olmasa da fena olmazdı... Konuşmalıydım ama bunu nasıl yapmalıydım, kimseye söyleyemedim ona ilgim olduğunu bu yüzden tek başıma ayarlayam adım... Kampüsün cafesinde çay içiyordum ve en güzeli yalnızdı... Kendimi toparladım ve yanına gittim...

-"Merhaba.." dedim, elimi uzatarak. ..
-"Merhaba.. ." dedi gülen gözlerle....
Ama elini uzatmadı, ellerine baktığımda elleri çayı tutmaktay dı...

-"Oturabili r miyim?" dedim.
-"Tabii..." dedi...
Konuşması gayet düzgündü, saatlerce oturduk ama bana bir kere olsun iltifat etmemişti... Dayanamadım sordum;

-"Sence ben güzel miyim?" diye...
Ellerini uzattı ellerime, ellerinde n tutup yüzüme sürmemi istedi... .Şaşırmıştım, sessizce dediğini yaptım. Teşekkür etti ve güzel olduğumu söyledi...Acaba ne yapmaya çalıştı diye düşünürken....

-"Sende gözlerimin kör olmaadığını düşünenlerden misin?" dedi...
-"Ne yani kör müsün?" dedim...
Yüzünde utangaçlığının verdiği kızarıklıkla;

-"Evet" dedi...
-"Ama sen bana bakıyordun, biz bakışıyorduk öyle değil miydi?" dediğimde, sesi titrek ve kısık bir sesle:
- " Evet bakıyordum ama gönül gözümle..." dedi...
Yıkılmıştım, acımıştım ama kendimi kör biriyle çıkarak cezalandıramazdım... Eve gittiğimde sabaha kadar düşündüm ve bir karara vardım... Onu üzmemek için mezun olana kadar konuşacaktım ve mezun olana kadar hep yanında oldum, yalan da olsa seni seviyorum dedim... Ama nerden bilebilir dim ki beni ölümüne sevdiğini... Mezun günü geldi çattı, uygun bir dille bitirmeli ydim... Törenden önce konuşmaya başladım, onu kırmadan ayrılmak istediğimi söyledim ama anlatamadım...Anlatamadıkça hırsım arttı ve umursamad an sözlere başladım....

-"Sen kimsin ki, benimle olacaksın...Aynaya bak desem ona bile bakamazsın, doğru ya unutmuşum körsün..."
diye...
Yanından gidip tören alanına yürüdüm, belgemi aldığım an tören alanına geldi, el salladı ve kendini caddeye attı... Bir delilik yapacağını tahmin etmiştim, bu yüzden hemen alandan koşarak caddeye yöneldim ama çok geç kalmıştım.... Araba çoktan ona çarpmıştı, her yanı kan içindeydi ve yüzü tanınmayacak gibiydi.. . Kafasını yüreğime koydum, yüzünü şalımla sildim ve dudaklarından öperek;

-" Pişmanım beni bırakma..."
dedim...
Ssuskundu ve gözleri açıktı, öylece bana bakıyordu...

- " Öldü..." dediler.. .
- " Ölmedi, gözleri açık ve teni sıcak bakın..." desemde öldüğünü söylediler.
Vijdanım yerlerde sürünüyordu, bir kaç sene bitkisel hayatta gibiydim, aradan 4 sene geçti ama hala ölüm sahnesi gözümün önünden geçmedi...

Ah! Bazen diyorum ki; keşke özürlü olsaydım da, düşünce özürlüsü olmasaydım... Bu yazımı okuyanlar a derim ki; özürlüyseniz eğer bu durumdan utanıp, kendinize sorun etmeyin.. . Ama düşünce özürlüsüyseniz ben gibi işte o zaman kendinizd en korkun... Düşünce özürü olmamanız dileğiyle
 
  
 
Emeğinize Ve Paylaşıma Teşekkürler...
 
    
 
 
Üst Alt