Güzel Hikayeler MEVLANA CELALEDDİN RUMİ ve ŞEMS – ETME ŞİİRİ VE HİKAYESİ

HANIMAĞA

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
13 May 2012
Mesajlar
35,477
Tepkime puanı
8,887
Puanları
250
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ ve ŞEMS – ETME ŞİİRİ VE HİKAYESİ



ua8b48r0sik.jpg

Mevlana, Şems-i Tebrizi ile tanıştıktan sonra Şems, Mevlanâ’ya ayna oldu. Mevlânâ, Şems’in aynasında gördüğü kendi eşsiz güzelliğine hayran oldu. Mevlânâ, artık vaktinin tamamını Şems’in sohbetlerine ayırır olmuş, Şems’in sohbeti ile nurlarına gömülüp gitmiş, artık bambaşka bir aleme girmişti. Şems’in cazibesinden yana yana dönüyor, ilahi aşkla kendinden geçercesine Sema ediyordu. Bu iki dostun sohbetlerindeki mukaddes sırrı idraktan aciz olanlar, ileri geri konuşmaya başladılar. Neticede Şems, incindi ve Mevlânâ’nın yalvarmalarına rağmen Konya’dan Şama gitti.

Şems’in ayrılığından derin bir ızdıraba düşen Mevlânâ, manzum olarak yazdığı güzel bir mektubu, Sultan Veled’in başkanlığını yaptığı bir kafileyle Şam’a, Şems’e gönderdi. Şems,”Muhammedi tavırlı ve ahlaklı Mevlânâ’nın arzusu kafidir. Onun sözünden ve işaretinden nasıl çıkabilir”diyerek, Mevlânâ’nın davetine icabet etti ve 1247’de Sultan Veled’in kafilesiyle, Konya’ya döndü.

Şems’in Konya’ya gelişine herkes sevindi. Mevlânâ’da hasretin sıkıntılarından kurtuldu. Artık Şemsin şerefine ziyafetler verildi, sema meclisleri tertip edildi. Fakat huzurla, muhabbetle, dostluk içinde süren günler pek fazla sürmedi, dedikodular ve can sıkısı durumlar yeniden başladı. Şems, o dedikoducu topluluğun yine kinle dolduğunu, gönüllerinden sevginin uçup gittiğini, akıllarının nefislerine esir olduğunu anladı ve kendisini ortadan kaldırmaya çalıştıklarını bildi, Sultan Veled’e dediki: “Gördün ya azgınlıkta yine birleştiler. Bilginlikte eşi olmayan Mevlânâ’nın huzurundan beni ayırmak, uzaklaştırmak, sonra da sevinmek istiyorlar. Bu sefer öylesine gideceğim ki hiç kimse benim nerede olduğumu bilmeyecek..” İşte Sultan Veled’e böyle yakınan Şems, Konya’dan aniden gidip kayboldu.

Mevlana, Şems’i çok aradı, onun ayrılığı gönülleri yakan, sızlatan nice şiirler söyledi. Bunlardan biri de ETME adlı şiiri;

ETME

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme


Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme


Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme


Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme


Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme


Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme


Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme


Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme


Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme


Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme


Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme


Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme


İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme


Mevlana Celaleddin Rumi




Gitmek gerekir bazen.. Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan.. Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan.

iogetpi6086.gif
 
  
 
Paylaşım için teşekkürler, emeklerine sağlık Ablam
 
    
Emeğinize sağlık ..
 
    
 
 
Üst Alt