*t£b£ssüm*

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
21 May 2011
Mesajlar
835
Tepkime puanı
198
Puanları
83
Konum
İzmir

Kızın en umut dolu zamanları. Nasıl olmasın? Bağlandı bağlanacak kalbi. Bir vesileyle tanıştığı adamın ebedî hayat arkadaşı olacak biri olduğunu sezinliyor ta ilk görüşmede. Adam üçüncü görüşmelerinde içinden "Tamam" diyor "aradığım kadın bu galiba."


Her ikisi de hayatın meşakkatli yüzünü bile sevecekler neredeyse. Karşılarına çıkacak zorlukları aşabilecek güçteler. "Kalpten kalbe" bir yol açılmış çünkü. Artık iki kalpleri var onların.

İlk adımı adam atıyor; "Kalbim senindir" diyerek.

Kız devamını getiriyor; "Kalbim senindir".

Artık iki gönül bir oluyor. Her ikisi aklı başında insanlar ve ne istediklerini biliyorlar. Kalplerinin birbirine ısınmasının yeterli olmadığının farkındalar. Düşünüyorlar tartıyorlar birçok açıdan "denk" olduklarına karar veriyorlar.

Adam bir görüşmelerinde "Ben Kürt'üm bu senin ve ailen için bir sorun teşkil eder mi?" diye soruyor. Kız şaşkın: "Neden sorun teşkil etsin ki? Allah Kürtlerle evlenmeye izin vermiyor mu ki? O'nun izin verdiği şeyler benim için sorun teşkil etmez." Adamın yüreği tarif edilmez bir sevinçle doluyor. Kızın bu cevabını hayat boyu unutmayacak. Bunu kalbinin en özel yerine kaydediyor. Ona hayırlı bir eş olma azmine azim katıyor bu cevap.

Ailelerin tanışma faslına geliyor sıra. Durumu annesine açıyor kız. Adamın Kürt olduğunu da laf arasında öylesine söylüyor. Anne biraz irkiliyor ama bunu kızına hissettirmiyor. Anne kocasının tepkisinden çekiniyor. Onun enaniyetli bencil kimseyi beğenmez kişiliğinin kahrını yıllardır çekiyor zaten. Kendisi dışında kimi beğendi ki Kürtleri beğensin kocası. Anne kocasına durumu izah ediyor. Bu arada damat adayının Kürt olduğunu da lafın arasına katıyor.

Baba kızılca kıyamet koparıyor. "Kürtlerden koca olur mu? Ben Kürtlere kız vermem. Arkamdan "Kürtlere kızını vermiş." dedirtmem. Kızım o adamla bir daha asla görüşmeyecek.."

Annenin ciğeri yanıyor. Kızına bunları nasıl aktaracak? Gerçeği olduğu gibi anlatmanın daha uygun olacağına karar veriyor.

Kız günlerce ağlıyor. Babasının tutumunu havsalası almıyor. Bunu sevdiği adama bunu nasıl söyleyebilir? Onun çok incineceğine üzülüyor. Anne kızına üzülüyor. Kızadamın üzüleceğine üzülüyor. Adam da kızın üzüldüğüne üzülecek. Herkes diğerinin üzülmesine üzülecek.

Zalimce bir hüküm ruhları altüst edecek.

Zalimce bu hüküm Mutlak Varlık'ı üzecek.

Kız sonunda anlatıyor durumu adama utana sıkıla büyük bir mahcubiyetle. Adam şaşırmıyor. Kürt olmanın ilk bedeli değil bu. İlkokulda yeni yeni öğrendiği Türkçesinden dolayı alaya alınışı boğazında bir yumru gibi duruyor hâlâ. Kızın mahcubiyetini seziyor. Onu teselli etmeye çalışıyor. Kızın babasının hakkında kötü bir tek laf bile etmiyor. Kız adamın olgunluğunu kalbinin en özel yerine kaydediyor. Ona olan muhabbeti ikiye katlanıyor.

Kız babasının kestirip atmasına kırılıyor. Keşke bir kere karşısına alıp konuşsa adamla. Babalık yapsa. Hakiki babalık. Sadece bağıran çağıran babalık değil. Rehberlik edenyol gösteren babalık. Genç adamı tanımaya çalışsa. Oturmasına kalkmasına yemesine içmesine baksa. Eğer ki babası Kürt olması dışında adamla ilgili olumsuz bir tespiti olursa onu can kulağıyla dinlemeye hazır. Hiç tanımadığı bilmediği hiçbir zarar görmediği bir insanın yüzünü bile görmek istememesi çok zoruna gidiyor.

Bir yüz neden görülmek istenmez ki?

Yüz: Allah'ın merhametinin tecellisinin arşı.

Kız kime üzüleceğini bilemiyor. Babasını da razı ederek "yuva" kurmak istiyor o. Kalbiyle babasının zalim hükmü arasında boğuluyor.

***

Kurguladığım bu hikâye bu topraklarda hiç de anımsanmayacak sayıda yaşanıyor. Bir Kürt'ten koca olur mu? Neden olmasın? Yeter ki insaniyetli olsun şefkatli ve merhametli olsun. Sorumluluk sahibi olsun. Yeter ki karısını sevsin. Onu şefkatiyle sarıp sarmalasın.

Ben eşlerine çok iyi kocalık yapan birçok Kürt (Türk/Laz/Tatar/Çerkez/Ermeni) koca tanıdım adam gibi adam. İyi koca olmayanlar da tanıdım. Bir insanın iyi ya da kötü olmasının etnik kimliğiyle ilgisi olmadığı gibi kocalık ya da hanımlığının da etnik kökenleriyle hiçbir ilgisi yoktu inanın.

"Bu hikâyeyi nasıl bitirmeli?" diye düşünürken aklıma Tony Kaye'nin "American History X" filmi geliyor.

 
  
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
konu güncellendi
 
    
 
 
Üst Alt