Özlem! Ne kadar ağır bir kelime! Bazen bir vurgunun, bazen bir düşün, bazen sadece yaşanmışlığın ama hep hüznün rengiyle
dolmuş, her söylendiğinde kalbi sarsan bir hissin adı, özlem
Yüzün geliyor bazen aklıma, sonra yaşadıklarımız, kendime çarpıp duruyorum akşam saatlerinde. Özlüyorum, yüzünü, gülüşünü,
sesini, hatta uyumanı! Ardından karakterin geliyor aklıma, yaptıkların, sözlerin, kalleşliğin, bütün güzel duygularım bir anda
siliniyor.
Seni affedeli çok zaman oldu ama affetmek, kırılmış bir yüreğin kendi kendine tamir olmasını sağlamıyor. Hiçbir zaman
bilemeyeceksin seni affettiğimi çünkü eminim öğrenirsen, barışmak için her yolu denersin. Çok değiştiğini söylersin mesela, artık
eskisi gibi olmayacağını ve en sevdiklerinin üstüne yeminler edersin. Kanarsam, bir müddet iyi davranır ama mutlaka sonunda
aslına rücu edersin.
Aklıma Cemal Safinin o muhteşem şiiri geldi. Tüm duygularımı en güzel şekliyle anlatan bu şiirin üzerine, ekleyecek başka sözüm
yok. O yüzden ben susuyorum, ustam anlatıyor:
Sen benim gözümde bir rivayettin,
İlk değil alçağı yüksek görüşüm
Sanma ki sen bana ihanet ettin
O senin, aslına rücu edişin.
Gün olur kediye düldül derim ben
Gün olur baykuşa bülbül derim ben
Tedirgin etse de gerçek ötüşün
O senin aslına rücu edişin.
Caymadım cüceyi yüce görmekten
Caymadım cahile cüret vermekten
Gözümden düşse de hal ve gidişin
O senin aslına rücu edişin.
İlk defa vurmadım başımı taşa
Yanıla yakıla geldim bu yaşa
Sanma ki sen beni aldattın haşa,
Çoktandır başladı bende bitişin
O senin aslına rücu edişin ..
Moderatör tarafında düzenlendi: