Kırmızı gül demet demet türküsünün hikayesi

*SıLaGüL*

Well-Known Member
Nisan Forum Üyesi
Katılım
13 Ocak 2012
Mesajlar
870
Tepkime puanı
197
Puanları
63

en_guzel_kirmizi_gul.JPG



KIRMIZI GÜL DEMET DEMET TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ

Erzurum’da yaşayan Mehmet Revan’a gidip gelen kervancılardan biridir. Anasının da tek balasıdır. Tarlalarını ekip biçip yetiştirdiği ürünü de kervana katarak Revan’a satmaktadır. Bir alışkanlığı vardır Memet'in. Her akşam tarla dönüşü bahçelerden derlediği demet demet gülleri getirir anasına. Anayla oğul arasında bir simge gibi kırmızı gül demeti. Gülleri evinin duvarına asıp kurutuyor anası. Onlara baktıkça oğlunu görür gibi oluyor. Hele Mehmet kervandaysa. Gözü gönlü kırmızı gülün kurumuş, gazelleşmiş demetinde ananın. Revan yollarını düşlüyor hep. Kimi zaman kara saplanmış görüyor kervanı. Kan ter içinde uyanıyor. Hayra yormaya çalışıyor. Kimi geceler de toza dumana katılmış kervanın, atının eşeğinin devesinin bir toz bulutu içinde kayboluşunu düşlüyor. Bir hortum, yutuyor kervanı. Koca kervan döne döne göğe çekiliyor. Geride ne bir at, ne de bir deve, ne de insan kalıyor. Memet'i arıyor gözleri. Kara yağız, kaytan bıyık Mehmet, ellerini uzatıyor anasına. 'Tut ellerimi' diyor. Ama ne gezer. Anasının elleri boşlukta kalıyor. Sözün kısası günü gelip de kervan Revan’dan dönene kadar bu böyle sürüp gidiyor. Kervanın dönüşünü dört gözle bekliyor.

Ama sıtmaya yakalanan Mehmet yaşamını kaybedir ve bir çalının dibine gömüyorlar. Söylenecek sözleri, sevgiliye, anasına özlemiyle birlikte örtüyorlar üstünü. Kara toprak alıyor bağrına. Gençmiş. Sevenleri varmış. Anası yavuklusu yol gözlüyormuş. Ecel bu. Kimini sele, kimini yele verir. Memet'i de Revan'da vebayla yakalıyor. Sayıklaya sayıklaya gidiyor Memet. Kucak dolusu kırmızı güller elinde kalıyor. Sevgiliye özlemi de dilinde!. Artık bir çalıdır mezar taşı Memet'in!. Bir tek Memet değil vebaya teslim olan. Kervanın çoğu kırılıyor. Sahipsiz mezar oluyor Revan ' da. Kalanlar perişan. Utangaç. Yaşıyor olmaktan utanıyorlar sanki... Sanki ölenlerin sorumlusu ölmeyenlermiş gibi... Ağır ağır Erzurum'a giriyor kervan. Analar, bacılar, sevgililer, oğullar, eşler... Meraklı gözlerle karşılıyor kervanı. Aradığını bulan sarmaş dolaş. Gözyaşları hıçkırıklara karışıyor. Aradığını bulamayanlar, ilk rastladığına soruyor. ''Oğlum Mehmet'im nerede. Birlikte çıktınız kervana. Nerede kaldı''. Sen sen ol da gel yanıtla. "İlkin kusma başladı. Sonra da bir ateş. En son sayıklama başladı. Tüm sevdiklerini bir bir sıraladı. Titreye titreye sayıkladı. Yedi gün dayandı Memet. Sonra bir çalının dibine gömdük onu''. Gel de söyle bunu. Hem de anasına. Anadır, alıyor veriyor. Oluru yok. Diline kırmızı gülleri doluyor. Ol tabipten medet diliyor, olmuyor. Ver elini dağ yolları. Dilinde türküsü, gönlünde oğlunun hayali deli olup dağlara düşüyor. O'nu son görenler elinde bir demet kırmızı gül, dilinde şu türküyle dolaştığını söylüyor:

Kırmızı gül demet demet / Sevda değil, bir alamet / Balam nenni yavrum nenni /

Gitti gelmez ol muhannet / Şol Revan'da balam kaldı / Yavrum kaldı balam nenni.

Kırmızı gül her dem olmaz / Yaralara merhem olmaz / Balam nenni yavrum nenni /

Ol tabipten derman gelmez / Şol Revan' da balam kaldı / Yavrum kaldı balam nenni.
 
  
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
KONU GÜNCELLENDİ
 
    
 
 

Similar threads


Üst Alt