haline şükretmek

mehmet alii

THEME MAKER
Nisan Forum
Katılım
24 Nis 2014
Mesajlar
609
Tepkime puanı
554
Puanları
93
Tugrul, annesinin sofraya getirdigi bulgur pilavini görünce, yüzünü burusturdu.
Üç gündür ayni sey anne, diye sikâyet etti. Pilav, pilav, pilav…
Anne tabagi sofraya koyduktan sonra:
Oglum ne yapalim? Elimizde var mi ki sana çesitli yemekler pisireyim… Paramiz var mi ki istediklerini alayim…
Tugrul gözlerini kisti
Komsumuzun oglu Ahmet’i biliyorsun anne… Evlerinde çesit çesit yemek çikiyor.
Mert de öyle, Selim de öyle… Üstelik hiç birinin cebinden harçligi eksik olmuyor. Biktim bu parasizliktan. Benim onlardan farkim ne
Annesi aglamamak için basini arkaya çevirdi. Üzüntü dolu bir sesle
Oglum, bu elimizde olan bir sey mi? Baban sonunda iyi kötü bir is buldu. Kazanciyla kit kanaat geçinip gidiyoruz.
Hem sen baskalarina ne bakiyorsun? Onlar kadar zengin degiliz ki biz.
Neden olmuyoruz, neden olamiyoruz ya
Hisimla sofradan kalkti.
Ben bu yemegi yemiyorum! Hep aynı yemek! Biktim! Pantolon desen yamali yirtik! Gömlek desen eski püskü! Yeter ya!
Oglum Tugrul! Nereye böyle?
Tugrul, eskimis, yer yer boyasi dökülmüs mon-tunu sirtina geçirirken annesine bos gözlerle bakti, cevap vermedi.
Kapiyi çektigi gibi çikti.
Zavalli anne bitkin ve kederli bir halde içini çekti önce…
Sonra yanaklarina dogru birkaç damla yas süzüldü. Pesinden bir hiçkirik… Sarsila sarsila aglamaya basladi.
Ya Rabbim, ne olacak bu hâlimiz bizim? Bize yardim et.
Hem agliyor, hem dua ediyordu. Zavalli kadin üzüntüsünden tek bir lokma bile yiyemedi.
Tugrul, elleri montunun cebinde ayaklarini sürüyerek çikti evden. Zorla yürüyordu sanki. Bir yandan da söyleniyordu.
Pilavmis, para yokmus! Herkes hayatini yasiyor, biz sürünüyoruz. Ah gözün kör olsun fakirlik!
Gözleri önünde yürüyordu. Sanki bütün herkes kendisine bakiyor ve içten içe alay ediyordu.
Sanki basini kaldirsa onu birbirlerine gösterip alay edeceklermis gibi hissediyordu.
Söylene söylene parka kadar gelmisti. Kafasini kaldirdi, oturacak bir yer aradi.
Adimlarini sürüyerek parka girdi ve bankin birine oturdu.
En azindan biraz kendine gelirdi. Gözleri, ucu yirtilmak üzere olan ayakkabisina takildi. Ayaklarini hafif içeri çevirerek gizlemeye çalisti.
ise bak, dedi. Ayakkabi, ayakkabi degil, sanki pabuç.
Bu sirada bir çocuk yanina yaklasti.
Boyayayim abi, dedi.
isteksiz bir tavirla çocugu inceledi. Eli yüzü kapkaraydi.
Elbiseleri lime limeydi. Lastik ayakkabilari vardi.
Elindeki pabucu uzatmis, bekliyordu. Çocuk, Tugrul’un manasiz manasiz baktigini görünce
Hist abi, dedi. Boyayalim mi, dedim
Tugrul ezgin bezgin gözlerini kaçirmaya çalisti
Param yok ki, dedi. Hem suna baksana, boyanacak neresi kalmis
Boyaci çocuk onun hâline acidi ve yanina oturuverdi.
ismin ne abi senin? diye sordu.
Tugrul saskin bir tavirla ona bakti
Tugrul, dedi. Ya seninki
Benimki de Hasan… Kötü bir sey mi oldu abi
Derdini soran bir dost bulmak Tugrul’u sevindirmisti.
Anlatmaya basladi derdini, içini döktü. Hasan isini birakti, onu dinledi. Konusmasi bitince Hasan
Hayatimiz birbirine benziyor abi, dedi. Üstelik babam da yok benim. Evin tek erkegiyim. Ama hâlimden sikâyetçi degilim. Buna da sükür. Sabahtan ögleye kadar okula gidiyor, okuldan gelince de boya sandigini alip buralara geliyorum.
Günde 10-15 ayakkabi boyuyorum. Az çok bir sey geçiyor elime. Kazandigimi da evin masraflarina harciyoruz.
Hâlimize sükrediyoruz. Sonuçta bizden beter olan da var, degil mi
Tugrul saskin saskin bakarken Hasan kalkti.
Gidiyorum abi, dedi. istersen ayakkabini boyayayim, para almam.
Sagol Hasan, dedi. Baska zaman insallah.
Hasan giderken arkasindan bakti ve o an fark ettigi durum karsisinda sanki basindan asagi kaynar sular dökülmüs gibi hissetti. Ayaklari engelliydi Hasan’in. Topallayarak, zar zor yürüyordu.
Oysa kalkip gidene kadar bunu hiç fark etmemisti. Kaldi ki, Hasan da bundan hiç bahsetmemisti.
O an ister istemez gözleri kendi ayaklarina gitti; kosabildigi, atlayip zıplayabildigi, sapasaglam ayaklarina.
Babasiz ve engelli bir çocugun ailesinin ihtiyaçlarini karsilamak için gösterdigi bunca azim ve irade inanilmazdi.
Asil simdi ezildigini hissetti.
Öyle degil mi idi ya
Neden, su durumunda bile, daha beter durumda olan, hatta bir elbise bulamayip tek giysiyle yasayan
bir dilim ekmek için çöplükleri karistiran kimseleri düsünerek haline sükreden Hasan kadar olamiyordu?
Ne kadar da aptalim, diye hayiflandi.
Hasan’in hâline bak, su halinde bile boyacilik yapiyor, parasini kazaniyor, bir de ev geçindiriyor. Bana ne oluyor?
Yok, zengin olmakmis, yok para bulmakmis! Hem ben çalismiyorum da! Rahatligi bulmusum, daha fazlasini istiyorum.
Bana ne arkadaslarimdan, Mert’ten Selim’den bana ne
Böyle düsündügüne sevindi. içi rahatlamis bir sekilde dogruldu. Hafiften kararmaya yüz tutmus havaya bakti.
Basini önüne egip
Annemi bugün çok üzdüm, kalbini kirdim, dedi. Gidip gönlünü alayim, elini öpeyim.
Ve aciktigini hissetti o an. Cani bulgur pilavi istiyordu. Bu degisiklige hayret etti.
Adimlarini sürüyerek, hâlinden utanç duyarak, fakirlige isyan ederek geldigi yoldan, simdi pisman bir sekilde, haline sükrederek dönüyordu.
 
  
 
paylaşıma teşekkürler
 
    
Emeklerinize sağlık
 
    
 
 
Üst Alt