- Katılım
- 3 Ağu 2010
- Mesajlar
- 933
- Tepkime puanı
- 144
- Puanları
- 63
Hz. Peygamber’in oğlu İbrahim’in öldüğü gün güneş tutulması üzerine, halk İbrahim’in vefatı sebebiyle güneşin tutulduğunu söyler. Bunun üzerine Rasûlullah; “Güneş ve ay kimsenin ölümünden veya doğmasından dolayı tutulmaz. Bunu gördüğünüzde namaz kılın, dua edin.” buyururlar (Buhârî, Küsûf, 1; Müslim, Küsûf, 5).
1 - Ay tutulduğunda iki veya dört rek’atlik nafile namaz kılmak müstehaptır. Ancak bu genelde gece meydana geldiğinden, güneş tutulmasında olduğu gibi cemaatle değil, ferdî olarak kılınır.
Fırtına, deprem, salgın hastalık gibi korkutucu olaylarda da ay tutulmasında olduğu gibi namaz kılmak müstehaptır. (
Diyanet İşleri Başkanlığı)
2- Güneş ve Ay tutulmasında ikişer rekât nafile namaz kılmak, tutulmaları önlemek, yahut gidermek için değildir.
Belki bu hâdiseler, böyle ibadetlerin vakitleri olmasındandır. Nasıl güneş göğün tam ortasına gelince öğle namazının vakti geldi, diyor, namaz kılıyorsak; güneş tutulunca, yahut Ay kapanınca da, Resûlüllaha uyarak iki rekât namaz kılıyor dünyayı ve kâinatı vaz ettiği kanunlarıyla idare eden Rabbimize hamd ve şükürler ediyoruz.
Kaldı ki, iki rekât namaz kılma sünneti, sadece bu iki hâdiseye münhasır değildir. Bütün felâketlerde, sel, yangın, zelzele ve düşman tehlikesi gibi hallerde Allah'a yönelmek, maruz kalınan bu gibi afetlerden ümmet-i Muhammedi korumasını niyaz etmek de sünnettendir. Her türlü beşerî tedbirlerin yok olup, tesirsiz kaldığı zamanlarda Rabbimizden medet umup, imdat istemek en güzel ve zaruri bir ilticadır. Başka ümit kapısı, imdat yeri de yoktur zaten...