Gözlerim yine aglamakli oldu

mehmet alii

THEME MAKER
Nisan Forum
Katılım
24 Nis 2014
Mesajlar
609
Tepkime puanı
554
Puanları
93
geçtigimiz gün havalar yagisliydi...
Gittim su almaya baslamis eski ayakkabimin yerine bir bot aldim. Ayaklarim sicacik oldu.
Ama yine o hatira geldi gözlerimin önüne...
Gözlerim yine aglamakli oldu...
Neden mi
Yil 2000... izmir Konak bölgesinde, ev aletlerine bagli bölümde müsteri senet servisinde
günü gelen senetlerin tahsilâtiyla görevli bir eleman olarak çalisiyordum...
Benim bölgem genellikle dar gelirli insanlarin yasadigi bir yerdi... Örnek olarak Karabaglar Mobilyacilar Sitesinde haftalikla çalisan ve üç dört nüfusa bakan dar gelirli aileler vardi müsterilerimin arasinda...
O sene Kurban Bayraminin arefe günü sanayi kesiminde haftalik alacak bir müsterimden sofben taksiti için söz almistim.
Agabey arefe günü gel al.
O gün trafik yogunlugu sebebiyle, sözlestigimiz saatten on bes dakika geç gidiyorum.
O zamanlar cep telefonum yoktu. Haber de veremiyorum.
is yerine vardigimda baktim dükkân kapali.
Onca yolu bosuna gelmistim.
Biraz üzüldüm, biraz öfkelendim... Karar verdim kendi kendime:
"Madem söz verdi ve beklemedi ben de en az 5 km mesafedeki adresine giderim" diyerek evine gitmeye karar verdim.
Lale Pasa Camii yaninda 86 adet basamagin sonuna dogru yaklasmistim ki
müsterim karsimda belirdi.
Yaninda da bes veya alti yaslarinda bir erkek çocugu vardi.
Sitem ettim kendisine
Söz verdin diye bunca yolu geldim. Ama sen beni beklememissin.
Özür diledi ve dedi ki:
Abi inan o saate kadar bekledim. Gelmedin.
Ben de artik gelmezsin diye düsündüm.
Taksit parasiyla ogluma bayramda ayakkabi almak için gidiyordum. Fakat madem bu kadar yol geldin taksitimi ödeyeyim, deyip parayi uzatti.
Parayi alip senedini verdim.
O an müsterimizin minik çocugu ile göz göze geldim.
Gözlerinde öyle bir hüzünlü bakis oldu ki kelimelerle anlatamam. Bu hatirayı yasadigimdan bu zamana kadar aradan 13 sene geçti. Hâlâ o bakis gözlerimin önüne geldiginde dayanamam aglarim...
Sanki "Ah be amca...Ne yaptin...
Bayramda yeni ayakkabi giyecektim.
simdi yari yirtik su alan ayakkabiyla ben ne yapacagim bayramda?" der gibiydi.
Bir babasinin yüzüne bakıyor, son bir sans arar gibi... Bir bana bakiyordu çaresiz...
Boynunu büküp, yüz geri dönen babasinin elinden tutarak evlerine dogru merdivenleri tekrar tirmanmaya basladi.
su an bile bu satirlari yazarken agliyorum...
Ben de senedi alip merdivenlerden inmek için geri döndüm.
Sadece döndüm. Döndüm ama bir adim atamiyorum...
Ayaklarim sanki betonlasmis gitmiyor...
Yutkunuyorum bogazim dügümlü...
Ne yapsam Allah'im ne yapsam..
Senedi vermisim, parasini almisim.
Babasi da boynunu bükmüs halde çocugunun elinden tutup geri eve dönüyorlar.
"Bugün arefe... Yarin bayram...
Bugün siradan bir gün degil ki...
Ben ne yaptim böyle
Bu çocugun böyle boynunu bükmesini nasil unuturum."
Vicdan muhasebem saniyeler sürüyor...
Bir adim bile atamiyorum.
Çünkü adimlarim gitmiyor.
Oradan o halde ayrilamiyorum...
Geri dönüp müsterime sesleniyorum:
Bak bir dakika...
Durup geri dönüyorlar. Diyorum ki:
Yarin Bayram... Böyle olmaz...
Ver senedi al parani... Haydi, git ogluna bayram ayakkabisini al. Senet parasini da bir hafta sonra gelip alirim.
O babanin ve hele de o çocugun mesrur halleri birden nasil da yok oluyor.
Çocukcagizin gözleri nasil da parliyor.
Bana sadece "sag ol" diyebiliyor baba. Çok duyguluyuz... Konusamiyoruz...
Biraz evvel betonlasmis ayaklarim açiliyor.
Merdivenlerden asagi rüzgâr gibi inmeye basliyorum.
Bayram sabahi...
Bayram namazindan dönüyorum.
Ben izmir Güzelyalı'dayim. Hanim ve çocuklar da Çesmenin köyündeler
Beni, bayram sabahi kahvaltisini birlikte yapmak için bekliyorlar.
Arabama biniyorum. Çesme'nin yolunu tutuyorum.
Bayram sabahi ailemle birlikte kahvaltida bulusacagiz diyerek biraz sevinç biraz heyecan ile hiz yaptigimin farkinda bile olmamisim.
Eski Çesme yolundan Barbaros Köyü'ne dogru yokus asagi gidiyorum.
Birden araba kaymaya basladi.
Frene basmamla birlikte oldugu yerde iki tur atip korkuluksuz kurumus bir derenin köprüsü üzerinde asili kaldi.
Direksiyon basinda kimildayamiyorum.
O kadar ki denge bozulur diye nefes bile alamiyorum.
Arabanin köprünün kenarinda sallandigini hissediyorum.
Düstü düsecek...
Ölümle hayat arasinda ince bir çizgi...
Kelime-i sehadet getiriyor, bildigim dualari okumaya çalisiyorum.
iste o anda yüce Allah'ım iki çift göz getiriyor gözlerimin önüne...
Bir gün evvel babasıyla el ele tutusmus ayakkabi almaya giden çocugun gözleri.
Piril piril ve sevinçle gülen gözler...
Kaza geçirdigimi uzaktan gören köy sakinleri kosturuyor.
Arabayi el birligi ile çekip düsmekten kurtariyorlar.
Bir müddet köy kahvesinde oturup soluklaniyorum.
Sonra yola koyulup ailemin yanina dogru yol almaya basliyorum.
Yapilan her iyiligin, yapilan her kötülügün er geç yüce yaratan tarafindan karsiliksiz kalmadigini yasiyorum.
Yerin ve gögün yaratilanlarin sahibinin oldugunu
yaratilani üzersen yaratilani sevindirirsen
cezasiz ve mükâfatsiz kalmayacagini yasadigim her saniye aklimdan çikartmiyorum
 
  
 
paylasim icin tskler emegine saglik
 
    
rabbim razı olsun sizlerden okudugunuz icin cumanız mübarek olsun
 
    
sizlerede cumanız mübarek dualarınızın hayırlı olanlarını rabbim kabul etsin
 
    
Emeğe Ve Paylaşıma Teşekkürler...
 
    
 
 
Üst Alt