Elbette ki Alemlerin Rabbi olan ALLAH duyurmustu

mehmet alii

THEME MAKER
Nisan Forum
Katılım
24 Nis 2014
Mesajlar
609
Tepkime puanı
554
Puanları
93
Bilal 25 yasinda yakisikli bir gençti...
Adini dedesi koymustu, Bilal-i Habesi gibi olsun diye..
Evet sesi Hz. Bilal gibi güzeldi, fakat sesini helal olmayan yerlerde kullaniyordu Bilal..
Konservatuar ögrencisiydi..
Tek hayali büyük bir sarkici, popstar olmakti..
Öyle güzel sesi vardi ki, sarki söylemeye baslayinca bütün üniversite basina toplanir Onu dinlerdi..
Okulda neredeyse çikmadigi kiz kalmamisti..
Herkes Onun karizmasina hastaydi..
Böylesine gözde olmak Bilal'in hosuna gidiyordu..
Birgün okulun bahçesinde arkadaslari ile oturuyordu..
Yanlarindan bastan basa edep timsali bir kiz geçiyordu..
söyle bir konusma geçti Ahh ulan ah su kizi bir tavlayamadik,.
ne inatçi bir kiz..inatçi oldugu kadar da güzel..
Bilal hem konusulanları dinliyor, hemde daha önce görmedigi bu kizi süzüyordu..
Üzerinde ayagina kadar inen bir pardesü, omuzlarina düsmüs basörtüsü ve edebi ile yürüyordu basi önünde..
Bilal atildi ortaya
Hadi iddiaya girelim, ben bu kizi tavlarim,.
yapamazsin heveslenme..
Hiç kimseyle konusmaz O..
Olsun ben tavlarim diyorsam tavlarim..
Ertesi gün Bilal, adini bile bilmedigi kizi takip ediyordu..
Onu tek basina otururken yakalayinca hemen yanina gitti..
Af edersiniz, biraz konusabilir miyiz
sizinle konusmam uygun degil, diyerek kalkti yerinden kiz..
Bunu birkaç kere denedi olmadi..
Artik arkadaslari Bilal ile dalga geçmeye baslamislardi..
Kafaya koymustu Bilal, arkadaslarina rezil olmamak için hersey yapardi..
Basarili olamayinca arkadaslarina "Ben kizi tavladim, utaniyor..
Gizli kalsin istiyor" falan gibi yalanlar söylemisti..
Ama inanmadilar, kanit istediler.. Bilal'in aklina harika bir fikir gelmisti..
Ertesi gün kizi yine tek basina otururken yakaladi, ve konusmak istedigini söyledi..
Kiz kalkip gidecekken "Ben NAMAZ kilmak istiyorum, bana ögretir misin" dedi..
Kiz durakladi..
Bilal'e döndü "Hiç erkek arkadasiniz yok mu namaz kilan..
Ben yardimci olamam kusura bakmayin..
Bir imamin yanina gidin".. Yine gitmeye hazirlanirken Bilal "ALLAH RIZASI için" dedi..
Kiz artik adim atamazdi..
Çünkü Riza denmisti.. Bilal bir çay bahçesinde oturup konusmayi teklif etti..
Mecburen kabul etti kiz.. Oturdular..
Önce adini sordu.. Adi Rabia'ydi..
Ne de güzel ismi vardi.. Ama hiç Yüzüne bakmiyordu..
Bilal bu durumdan rahatsiz oluyordu..
Onlarca kiz kendinin pesinde kosarken bu kiza ne oluyordu da yüzüne bile bakmiyordu..
Rabia sanki bir alim gibi Bilal'e namazi anlatiyordu..
Oysa Bilal'in kafasi baska yerlerdeydi..
Tuzaklar kuruyordu..
O sirada sicak çayi eline dökmüs gibi yapti ve can havli ile (sözde) yanan elini sallamaya basladi..
Panik olmustu Rabia..
Onun bu halini görünce farkina bile varmadan "birsey oldu mu" diyerek elini tuttu..
Tam o sirada agaçlarin ardinda gizlice bir poz patladi..
Ve ertesi gün..
Bilal ve arkadaslari oturmus kahkaha ile gülüyorlardi..
Arkadaslari "Helal olsun sana, nasil da ayarlamis kizi..
Biz de kizi namuslu birsey sanirdik,.
El ele göz göze" diyerek hayretler içinde resme bakiyorlardi...
Kisa sürede tüm okul duymustu bunu..
Okulun en dürüst bilinen kizi, bir erkekle çay bahçesinde el ele, göz göze yakalanmisti...
Ve Rabia..
Söylentileri duyunca beyninden asagi kaynar sular dökülmüstü.. Herkes kendisi ile dalga geçiyordu..
Nasil olmustu bu..
Nasil da inanmisti..
Bilal'i buldu hemen, yanina gitti..
Bu defa gözünün içine bakiyordu Bilal'in..
Hem de ne bakis.. Bilal erimisti bu bakislar karsisinda.. Konusmuyordu Rabia..
Ama bakislari feryad ediyordu.. Konusmadan ayrildi oradan...
Bir gün.. iki gün..
Üç gün derken tam bir hafta olmustu Rabia okula gelmiyordu.. Bilal'in gözü her yerde Onu ariyordu..
Çünkü o bakisi hiç unutamiyor, rüyalarina giriyordu..
Bulmaliydi Rabia'yi.. Özür dilemeliydi.. Çünkü ASIK olmustu..
Uzun ugraslar sonucu buldu Rabia'yi...
Evinin kapisini çaldi.. Rabia karsisinda Bilal'i görünce ne yapacagini sasirmisti..
BUYRUN dedi basini egdi.. Bilal hiç lafi dolandirmadan
"Benimle evlenir misin Rabia" dedi..
"Bu kez ne tuzaklar kuruyorsun" diyerek kapiyi suratina kapatmisti Bilal'in...
Vakit ikindi vaktiydi..
Rabia namaz kilmak için ezani bekliyordu..
Ve bir ses yükseldi ilerdeki minareden.. Bu nasil bir sesti böyle.. Öyle içten öyle güzel okuyordu ki insani mest ediyordu..
Sanki Bilal-i Habesi'yi dinliyordu Rabia... Ezan bitmisti..
Ama doymamisti Rabia..
Tekrar tekrar dinlemek istiyordu ezani.. Sonra minareden bir ses geldi..
Bilal'di bu.. söyle diyordu..
"Rabia! Her ser'de bir hayir var derler..
Bunlar olmasaydi ben Namaz'a baslamis olmayacaktim..
Senin o bakisin beni dogru yola iletti..
Ne olur Mirac'ta hediye edilen namaz hürmetine affet beni.. Okunan ezanlar hürmetine affet beni.. "
Gözyaslari içinde camiye kostu Rabia..
Birkaç kisi vardi zaten cemaat olarak Bilal de içlerindeydi... Bitirmelerini bekledi..
Namaz bitmis herkes dagilmisti..
En son Bilal çikti kapidan.. Rabia kostu yanina..
"Keske bütün herkese duyurmasaydin bütün bunlari"..
"Özür dilerim, arkadaslarla iddiaya girmistik.. Ahmaklik ettim" dedi Bilal..
Rabia: "Hayir onu demiyorum.. Minarede söylediklerin"..
Bilal hiçbir sey anlamiyordu.. "Ben ezan okudum, bunda ne var ki"..
saskinlik sirasi Rabia'daydi.. Yoksa hayal veya rüya miydi duyduklari..
"Ne söyledim ki Rabia" diye sordu Bilal, duydugu herseyi anlatti...
Bilal saskinlik üzerine saskinlik yasiyordu..
Rabia'nın söyledigi herşey ezandan sonra ellerini açip minarede yüreginden ettigi dualardi..
Nasil duymustu bunu Rabia..
Elbette ki Alemlerin Rabbi olan ALLAH duyurmustu.. "Hamd olsun Alemlerin Rabbi'ne" dedi..
Ve olanlari Rabia'ya da anlatti..
Artik ikisi de biliyordu ki ALLAH onları birbirine yazmisti...
Bilal tekrar sordu "Rabia herseyi unutup benim helalim olur musun" dedi...
Rabia gülerek "Aksam bize gel babam versin cevabini" diyerek oradan uzaklasti....
 
  
 
Süper ötesi .Her şerde bir hayır varmış gerçekten...
 
    
 
 
Üst Alt