Dostlarım !

ƬuaƝa

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
6,069
Tepkime puanı
3,093
Puanları
200
Konum
Ukrayna Kiev
DOSTLARIM

Neden beni getirip, teneşirde soydunuz ?
Arkasından yıkayıp, bir tabuta koydunuz ?
Neden toplandı bugün, burada bunca kişi ?
Bir yanlışlık olmalı, anlamadım bu işi !..


Niçin bağlandı çenem?.. Bu kefen neyin nesi ?
Söyleyin!. Gerçek midir, duyduğum salâ sesi ?
Ne işim var ki benim, bu musalla taşında ?
Oysa olmam gerekir, işlerimin başında...


Yoksa bu yaptığınız; bir oyun , bir şaka mı ?
Tadında kalsın artık, bırakın şu yakamı.
Ya sen, hoca efendi!. Oyuna dahil misin ?
Ben nasıl ölürüm ki; bu kadar cahil misin ?


Yoksa kim olduğumu, sen de mi bilmiyorsun ?
Bir özür dileyip de, kendine gelmiyorsun ?
Haberin var mı benim, şöhretimden, şânımdan?
O derin mafyadaki, büyük itibarımdan?..


Belki merak edersin, ünvanımı rütbemi;
Ulemâ susta durur, bir giyersem cübbemi.
Bana yakışıyor mu, burada böyle yatmak ?
Sanki ölmüşüm gibi, omuzlarda tur atmak ?..


Lütfen, hoca efendi, sürdürme şu oyunu;
Benim gibi bir kurda, güldürme şu koyunu..
Hele, şu cebindeki, telefonu bir ver de;
Bak nasıl açılacak, kapılar perde perde...


Şu gördüğün hüzünlü maskelere aldırma;
Onlara inanıp da, sakın namaz kıldırma.
Duydum ki; işgüzarlar, mezar bile kazmışlar.
Görüyorsun ya hocam, bunlar hepten azmışlar...


Kaldır artık tabutun, kapağını üstümden;
Sıkılmaya başladım, şu dikişsiz kostümden.
Aklını kullan hocam!.. Ben sözümü tutarım;
Seni Ulu Cami'ye imam bile atarım...


Karar ver de bu işi, tatlıya bağlayalım;
Maaşına ilâve , bir katkı sağlayalım.
Bu kadar şaka yeter, beni artık salıver;
İlk taksitin yerine, şu zarfı da alıver...
...................................................................


Dinle ey âciz mevta!. Bu konuşan hocadır;
Gördüklerin ne şaka, ne de kandırmacadır.
Sağlığında ''yobaz'' der, beni hep küçümserdin;
Şimdi ne oldu sana, hocaya postu serdin ?..


Uyan artık ey mevta!. Sen öldün.. Sağ değilsin ;
Çırpınışın boşuna, o dik başın eğilsin!.
Bu tabutlara daha, ne şöhretler girecek,
Neler gördü bu hoca, daha neler görecek...


Bekliyor Münker Nekir, şimdi seni mezarda;
Rüşvet müşvet geçmiyor, gideceğin pazarda.
Bu dünyada put yaptın, şan ,şöhreti, parayı;
Az sonra göreceksin, orda akla karayı.


Gelecek kulağına, önce şöyle bir hitap;
''Duymadın mı dünyada , Kurân diye bir kitap?''
Duydum desen bir türlü, duymadım desen yalan
Kurtarır belki seni, mafyadan arta kalan...


Gerçekleri bu fakir, böyle getirdi dile,
Bilirim.. Bu satırlar, anlayana çok bile.
Uzatıp bozmayalım, şiirin kıvamını;
Herkes kendi getirsin öykünün devamını...


CENGİZ NUMANOĞLU

(2005)
 
  
 
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...

Mal Senin..Mülk Senin..Buyuran Sensin,
Hükmünü, apaçık duyuran Sensin,
Yaratan.. Yaşatan.. Doyuran Sensin,
Yine de kulların, şeytana tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Kur'ân'a cür'et var, göz göre göre,
Ayaklar altında, örf, âdet, töre,
''İslam'' türetmişiz, herkese göre;
Olmuşuz... Para, pul, putlara tâbî;
Ne kadar da sabırlısın Yâ Rabbî...


Cezâ ve mükâfat, Kur'ân'da çok net,
Kimsede ne korku.. Ne de bir gayret.
Sanki.. Bize değil, Cehennem Cennet;
Olmuşuz.. Fal, büyü, cinlere tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Dünyayı boğarken, zulmün tekeli,
Terâziyi tutan, eller lekeli.
Çatıları basmış, cehâlet seli;
Olmuşuz.. Bir kara vicdâna tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


O ''Kâlû Belâ'' yı unuttuk çoktan,
İşret soframızda, kuş sütü noksan.
Kimin umûrunda; ''Mâide doksan'';
Olmuşuz.. Münâfık fırkaya tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Fakirdik.. Ve lâkin, haddi bilirdik,
Secdede hamd ile, vecde gelirdik.
Üç kuruş gördükçe, sanki delirdik;
Kıldık.. Her güzeli, çirkine tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Uygarlığın harcı sandık şehveti;
Sunduk sahnelerde, boy boy iffeti.
“Sanat” dedik.. Savunduk bu zilleti;
Kıldık.. Mahremleri, modâya tâbi;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî..


Delik deşik olmuş, âhlak yasası,
Sülüklerle dolmuş, devrân kasası.
Mahşermiş... Mîzanmış... Kimin tasası;
Artık.. Rüşvet bile, rüşvete tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Yüz yüze ikrâmda, sahte bir yarış,
Dostun arkasından, diller bir karış.
Lâfta kalmış... Sevgi, saygı ve barış;
Olmuşuz.. Selâmsız bir nesle tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Bir yanda milyonlar, aç, sefil bekler,
Bir deri bir kemik, üryân bebekler,
Bir yanda el bebek, kaniş köpekler;
Olmuşuz.. Bencil bir tıynete tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Denizler kokuşmuş, dağlar yanmada,
Bacalar, göklere zehir sunmada,
Dünya can çekişir; son savunmada;
Nîmete nâmertçe, açmışız harbi,
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Herşeyi uydurduk, hâşâ Kitaba,
Haram ve helâli, koyduk bir kaba;
Çorbamıza bile, karıştı ribâ,
Sana ve Resûl'e, açmışız harbi,
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Alışmış dilimiz, fitne tadına,
İslâm zulmedermiş, güyâ kadına.
Yalan söylüyoruz, Kur'ân adına;
Yüce Kelâmına, açmışız harbi
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî....


Nasıl da bastırmış.. Küfrân sisleri,
Kaybolmuş.. Nebî'nin, nûrlu izleri.
Bunca belâ.. Uyarmıyor bizleri;
Olmuşuz.. Kör, sağır bir nefse tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...


Anlatmaya, dilde lisan yetmiyor,
Utancından, durdu kalem gitmiyor,
Ne yapsak da, bizde kusur bitmiyor;
Olmuşuz.. Bir kere isyâna tâbî;
Kurtar bizi.. Kurtar bizi.. Yâ Rabbî...




CENGİZ NUMANOĞLU

(1996)
 
    
Riyâkâr Batı

Bosna, Çeçenistan, Filistin’de sen,
Kaç bin kere düştü, medenî masken,
Dilerim.. Cehennem, sana son mesken,
Vahşet kusan kalbin, taştan da katı,
Utanmaz.. Arlanmaz.. Riyâkâr Batı.


Nezâket bir yana, kalem bir yana;
Şiir âdâbını, bozdurdun bana,
Gerçi.. Ne söylense, az gelir sana;
Yüksek kalır senden, alçak sıfatı,
Kendini beğenmiş, zavallı Batı.


İnsan haklarından nutuklar atan!
Tarihine baktım.. Her sayfası kan.
Bâri katlettiğin, çocuktan utan.
Çökecek.. Üstüne, bir gün bu çatı,
Arz’ın yüz karası, kudurmuş Batı.


Sonun başlangıcı sanma uzakta;
Gör ki; o korktuğun dev uyanmakta.
Er geç çözülecek, bu düğüm Hakk’ta,
Hüsrâna mahkûmdur kâfir fıtratı,
Şeytanın kuklası, vicdansız Batı.


Nâmustan sıkıldın, edepten kaçtın,
Vücudunda mahrem kalmadı.. Açtın,
Sonunda şehveti, sokağa saçtın,
Oysa aleniyet, hayvan ruhsatı,
Edepsiz, iffetsiz, nikâhsız Batı.


Hayvanlar, baş manken yeni modanda,
Artık, köpeğinde yatak odanda.
Yakındır.. Boğulman, bu toz dumanda,
Sapıklık üstüne kurdun hayatı,
Saldırgan, cür’etkâr, pervâsız Batı.


Önder olsan bile, teknikte, fende,
Esrarkeş çocuklar ordusu sende.
Bekâret, “bağnazlık” oldu sayende,
Batsın.. Bu kurduğun şer saltanatı,
Ahlâk fukarası, şımarık Batı.


Senin hayranların; ezik insanlar,
Mânevi mayası, bozuk insanlar,
Silik, şahsiyetsiz, yazık insanlar,
İslâm neferinin, yoktur fiyatı,
Bunu öğren artık, meşrepsiz Batı.


(1995)



 
    
Emegine saglık balımmmm..
 
    
emeğine sağlık haticem
 
    
Emeğine yürekgine sağlık hatice cigim
 
    
Güncellendi..
 
    
 
 
Üst Alt