Namaz Nedir? Şiir

F@ROZ

⭐Teknik Admin⭐
Yönetici
ADMİN
Katılım
4 Şub 2010
Mesajlar
80,521
Tepkime puanı
32,808
Puanları
300
Konum
Kocaeli
Web sitesi
www.youtube.com
Namaz Nedir? Şiir


Sünnet ile, farz ile,
Dön Hakka, namaz ile.
Gece gündüz, niyaz ile,
Tüm günahlar af olur.

Zincirleri kıranın,
Gerçekleri haykıranın,
Adem olup kıçkıranın,
Yardımcısı Allah olur.

Aşkla ezanlar okunur,
Gönülleri kaplar nur,
Haydi sende safa dur,
Saf olan safa bulur.

Secdelere eğilenin,
Hem seven, hem sevilenin,
Halikını bilenin,
Akıbeti felah olur.


Yüz sür kutlu izlere,
Ulaşasın azizlere,
Tüm günahkar acizlere,
Namaz herdem penah olur.


Elde tesbih, dilde tekbir,
Zikir, cehenneme tedbir.
Kul derse ki: Allah bir,
Gafletten agah olur.


Sözlerinde duranlar,
Asra mühür vuranlar,
Camiyi dolduranlar,
Meleklerle saf olur.

Namaz gelir, gider şiddet,
Olmaz zerre kadar hiddet,
Namazdayken ebed müddet,
Cümle şerler mahvolur.

Namaz tükenmeyen varlık,
Hiç bitmeyen bahtiyarlık.
Onun terki bahtiyarlık,
Elde kalan bir ah olur.

Namaz kulun zaferi,
En mükemmel seferi,
Ağarınca tan yeri,
Tüm geceler sabah olur.

Sen o sırra ermiş isen,
Hakka gönül vermiş isen,
Seccadeni sermiş isen,
Dünya sana dergah olur.

Sözün dosta sert eyleme,
Kalbe zehir zerk eyleme,
Namazım terk eyleme,
Sana yazık günah olur.

O Hak yolda has harita,
Her yönüyle çok harika,
Onsuz geçen her dakika,
Her saniye israf olur.

Kulluk insana fazilet,
Onsuz olmak sonsuz zillet,
Nefis, şeytan denen illet,
Namaz ile ıslah olur.

Bir mubarek rüzgar eser,
Kalmaz kötülükten eser,
Gönül Ummanlarda gezer,
Hızır gibi seyyah olur.


BÜLENT ACUN
 
  
 
Miracımsın sen benim, şahidimsin, ey namaz! Şiir

Miracımsın sen benim, şahidimsin, ey namaz


Kurtuluş yolum benim, buldum seni nihayet,
Ne bilsin ki gafiller, heyhat seni anlamaz,
Seni hor gören gözü, Rabbe ettim şikâyet,
Miracımsın sen benim, sultanımsın, ey namaz!

Lâl oldu gönül dilim, tarif edemez seni,
Esrar-ı hakikatin sultanısın sen namaz.
Ne bilsin ki cahiller, bilmez, göremez seni,
Miracımsın sen benim, dermanımsın, ey namaz!

Gecenin ol şerrinden senle bulurum felâh,
Esrar-ı zikrullahın sultanısın sen, namaz,
Ezan-ı Muhammedî der hayye alessalah.
Miracımsın sen benim, necatımsın, ey namaz!

Sırları aşikâr et, görsün ol biçareler,
Esrar-ı beytullahın, ashabısın sen namaz,
N’olur bırakma bizi, senle dolsun haneler,
Miracımsın sen benim, mihmanımsın, ey namaz!

091.jpg

Ey takvanın silâhı, müminlerin baş tacı,
Ey menba-ı aşkımın sevdası canım namaz,
Ey mü’minin miracı, ey gönlümün ilâcı,
Miracımsın sen benim, rahmetimsin ey namaz!

Ol Rahman’a götüren, sen gönlümün burakı,
Ey gözlerimin nuru, ışığım benim namaz,
Kavuşturansın Rabbe, yakın eden ırakı,
Miracımsın sen benim, şahidimsin ey namaz!

Necati Durak Ünlü
 
    
Namaza yahut hayata durmak…

NAMAZA YAHUT HAYATA DURMAK…

Ruhumun ateş denizlerinde ılık nefesinle serinledim
Senin mübarek ökçelerinde yükselerek arşa değdi başım
Gafilliğimin intiharı, basiretimi doğuran gül yüzlü ana…
Günahlarıma emsalsiz panzehir, sevaplarımın bereketi
Secdede miracı olursun her kulun, alınların busesi değer sana


Gece yarısı zifiri karanlıklarımın nurlu şamdanı
Göz göz olup paralanmış yürek yaralarıma merhemsin sen
Cemre diye düşersin çölleşen yüreklerin en mahrem yerine
Sıratın kıldan ince, kılıçtan keskin yollarında burağım olursun
Gönlümün kırık pervazlarına konan ürkek bir güvercinsin sen


Ezanların ertesinde ruhuma üflenen sonsuzluk iksiri…
Gözümün nuru, gönlümün süruru, ümitlerimin kundağı namaz
Huzurun dayanağı, kirlenmemiş ruhların sığınağı, can parem
Gonca güllerin bereketli toprağı, ruhumun asaleti…
Zamana ve mekâna gülümseyen gül yüzlü suret namaz…


Açlığın son kertesinde ruhumu emziren mukaddes varlığımsın
Bataklıklarda sere serpe uzanan gölgeme can veren sensin
Sensin gönlümü uçurumlardan düzlüğe çıkaran şehrayin
Nice ölümleri yaşam kıldın, nice müsvedde hayatları dirilttin
Her secdede üflediğin nefesle Hakk’a yakınlaştıran imbatım oldun


Rahmet denizlerinde iri bir katresin ey müminin miracı namaz!..
Çölleşen ruhlarımızı yeşerten samimi bir dua, ab-ı hayatsın gönül çeşmesinde
Vakti kuşatan, ruhu kanatlandıran bir bakışsın gözbebeklerinde
Son Nebi’nin mukaddes çağrısı, göklerden gelen mihmansın sen
Huzuru yanlış adreslerde arayan zavallıların emsalsiz yitiğisin


Cennetin müjdesi, cehennemin kilidisin, karanlık ruhlara doğan güneşsin
Günahın ve isyanın gölgesinde imanın dirilişine kutlu bir vesilesin
Gönül tellerimi titreten tezene, seherlerimin nurlu şafağısın sen
Gücenik hissiyatımın kanatları, büyüyen umutlarımın gölgesi namaz
Sensin düşlerimin eşkini, sensin yürek coğrafyamın mübarek nurlu dağı


Her Miraç’ta secdelere dökülen pişmanlık gözyaşları günah ateşlerini söndürsün
Rahmet sağanağı alsın tenin kızgınlığını, dağılsın yüreklerden umutsuzluğun efkârı
Diriliş muştuları ezanla birlikte sarsın ruhumu, seccadeler öpsün mübarek alınlardan
Ölüm varsın beklesin şahdamarın yanı başında, ölümsüzlük çalsın kapımızı
Fatihalar ses versin maveradan, namazın kutlu saltanatı dünyayı cennete döndürsün…
 
    
Çanakkale'nin Ölmez Hatıralarından: Namaz Şiir

Çanakkale'nin Ölmez Hatıralarından: Namaz


İngiliz'in, vakit vakit gemilerden, siperden...
Yine bolca gülle, bomba savurduğu bir gündü.
Hızlı hızlı geçiyordum, tehlikeli bir yerden
Birden bire gözlerime büyük bir şey göründü.

Böyle büyük görünen şey küçücük bir insandı
Fakat bana çok dokundu, ayaklarım bağlandı.

Ateşlerin yaladığı bu düzlükten geçenler
Güllelerin cehennemlik yağmurundan kaçarken..
Yolun biraz kenarında, tek başına bir nefer,
Pervasızca bombalardan, ateşlerden, her şeyden..

Kendisine, süngüsünden bir mihrabcık kurmuştu,
Sonra onun karşısında namazına durmuştu.

Ne havada ıslık çalan ve düştüğü yerlere
Kızgın çelik dahmelerle ölüm saçan gülleler...
Ne semâda ifrit gibi, vızıldayan tayyâre...
Ne dünyalık bir düşünce, ne bir korku, ne keder

Onun demir yüreğini oynatmaktan acizdi,
Sanki toplar, şarapneller tehlikesiz.. sessizdi!

Potinleri yanındaydı... Onun büyük saygısı,
Kunduralı ibadeti görmüyordu muvâfık.
Böyle bir yüreğin bütün işi, kaygısı,
Elbet Hakk'ın rızasına olmalıydı mutâbık

Kuru toprak üzerinde, kundurasız kılınan
Bu namazın, pek uygun bir kubbesiydi âsumân!

Bir çam, ona gölgesinde yapmış idi seccade.
Sanki tekbir alıyordu vakit vakit top sesi...
Gözlerinin sade akı beyaz kalan yüzünde
Parlıyordu o sarsılmaz imanın gölgesi

Bir Müslüman nasıl olur? Bu levhadan anladım,
Hürmetlerle -yavaş yavaş- sokuldum beş on adım
Başındaki kabalağın gölgesine gömülen
Süzük gözler, dikilmişti o süngüden mihrâba
Hakk’ın büyük divanında, eli bağlı, dururken
Artık o, can kaygısını almıyordu hesaba

Allah Allah, bu ne yüksek bir imandır yâ Rabbi
Bir Müslüman, ne büyük bir kahramandır, yâ Rabbi!

Kahramandır, çünkü toplar etrafında patlarken
Zerre kadar titremedi, namazını bozmadı
Dört yanına ateş saçan türlü türlü âfetten
Sanki onu koruyordu bir meleğin kanadı

Onun, böyle tevekkülü bana pek çok dokundu
Yüreğimi bir şey ezdi... İki gözüm sulandı

Ey medenî İngilizler! Daha varsa getirin
İnsanları, göme göme öldürecek şeyleri..
Getirin de şu cenneti, cehenneme çevirin
Bakın onlar korkutur mu, bir Müslüman neferi

Bunu, hâlâ anlamıyor ne Hamilton ne Garey
Müslüman'ı korkutamaz Allah'tan başka şey

Böyle dalgın, düşünerek geçerken ben yanından
Sağa sola selâm verdi, namazını bitirdi
Sonra, biraz kımıldandı.. ellerini -Yaradan
Ta gerisine dua için -gökyüzüne çevirdi.

Şimdi, artık Allah'ına döküyordu derdini
Gözlerini kapamıştı.. unutmuştu kendini

Tâ gerisine karşı boynu bükük duran bir nefer
Korku bilmez bir yiğitti.. hürmetlerle eğildim!
Duasına, mutlak âmin diyorlardı melekler
Kendimi pek fazla gördüm.. usul usul çekildim

Ben giderken, kulağıma değdi onun sadâsı..
(Allahümme salli alâ seyyidinâ) duâsı

Şimdi, hâlâ nerede bir kabalaklı askeri,
Görse gözüm, hatırlarım o kahraman neferi! Ahmet NEDİM
 
    
Her Yerde Camâlin

Her Yerde Camâlin
Sızıntı
Her yerde cemâlin neye baksam neyi görsem,
Sevdayla salınıyor her yanda bütün eşya…
Vuslata koşuyor pervaneler gibi dünya,
Ah ne olur bir kere de ben vaslına ersem!

Doğsa yıllardır beklediğim ümit mehtâbı,
Ellerinde okşasan keder tüten çehremi;
Açsan bana da nezdindeki kudsî haremi,
Bitiverse bu hicranlı günlerin itâbı.

Aşkının ezeli feyzini gönlüme salsan,
O bitmeyen asırlık hafakanlarım dinse;
Sinem mızrab yemiş bam teli gibi inlerse;
Kalbimdeki sırrını dudaklara duyursan!

Gel gamla tüten gecenin rengini siliver
Ve şu mahzun sîneme iltifatını duyur!
Boşlukta dönen benliğimi aşkınla doyur!
Tecelli et gönlüme “ bu da beytim” deyiver….
 
    
Kimsesiz Hiç Kimse Yok

Hiç kimse yok kimsesiz
Herkesin var bir kimsesi
Ben bugün kimsesiz kaldım
Ey kimsesizler kimsesi
*******
Kimse aradığım yollarda
Kimsesizlik kimsem oldu
Dinsin artık hicranın cana
Kimse aradığım yollar
Kimsesiz kimselerle doldu

Fatih Sultan Mehmet (Avnî)
 
    
Dediler

Dediler
M. GARİB

Söze başlarken dostu an dediler
Onu anan söze mercan dediler
Gül yüzün görüp hüsn ü ân dediler
Korkma dur yolunda ver can dediler

Söze dökmüşsün içi boş pazarın
Hayal hakikat seçemez nazarın
Nefsine geçmez zayıftır azarın
Hakka kul olamaz her can dediler

Dilden kalbine indir gel sözünü
Hakka can ile döndür gel yüzünü
Keremden üste yandır gel özünü
Hakikat yoluna gir can dediler

Gir bir yola ki yollar yoludur
Varlığı soyunan kullar doludur
Cihâna cenk açan nurlar koludur

Kaçarsan karanlık yer can dediler
O yolda yürüyen mânâ erini
Koş bul ardında alıver yerini
Kurutma dâim boşansın terini

Nefsini çarmıha ger can dediler
Kibiri gururu kır at bir hele
Mülkü sahibine ver sat bir hele
Aczi fakrı aşk ile tat bir hele
Ve ruhu secdeye ser can dediler

Gözlere o zaman neler görünür
Bir âlem elsiz ayaksız yürünür
Zulmet kalkar cihan nura bürünür
Gidişin miraca hey can dediler
 
    
Çanakkale Destanı

Çanakkale destanı
Çanakkale tarihim, Çanakkale destanım.
Şehidimin türküsü, toprağım, suyum, kanım.
Şüheda nefesiyle dirilen gülüm, canım...

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.


Kayıt düştü tarihler: On Sekiz Mart gününü.
Mehmetçiğin mermiye, ölüme güldüğünü.
Gördü bütün bir dünya, inanmanın gücünü.

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

Çanakkale, ecdadın değerli hediyesi,
Unutulmaz bir destan, şanlı bir zafer bestesi,
“Çanakkale geçilmez!”: gerçeğin ifadesi.

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

Ey bu cennet vatana kanıyla can verenler!
Şehadet bahçesine bir gül gibi girenler!
Size selâm ve dua, ölüp de ölmeyenler!

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
Rıfkı Kaymaz
 
    
Azrail başına geldiği zaman

Azrail başına geldiği zaman
kırılır ayakla kol, yavaş yavaş.
Mevlam nasip etsin din ile iman
akar gözlerinden sel, yavaş yavaş.

Yüksek uçan gönül, yorulur bir gün
ölçü terazisi, kurulur bir gün.
Herkesin yaptığı, sorulur bir gün,
döner mi, yâ Rabbi, dil yavaş yavaş.

Hep nefsine uydun, tevbe etmedin
her bulduğun yedin, şükür etmedin.
Nihayet, bu kara toprağa geldin
çekilir dünyadan el, yavaş yavaş.

Kabrin üzerine dikerler taşı
bir avuç toprağa koyarsın başı.
Baba, oğlun görmez, kardaş kardaşı
gider, geri dönmez yol, yavaş yavaş.

Kâfurlu, ılık suyu koyarlar
o nazlı bedeni, tekmil soyarlar.
Öldüğünü konu komşu duyarlar
gelir geri ahbaplar, yavaş yavaş.
 
    
Aşkın İle Tebah Vü Perişanım

Helak olmuş aşıkların anızı kaldı içimde
Hasad vakti biçildi dünyalık kıyametim diye
Büyüdü çağ yangınım çığ gibi büyüdüm de
İklimlerden menkıbeler düştü canımın yongasına

Tevhid aşkına tevessülken rubailere döküldüm
Neşide neşriyatına karınca kararınca gömüldüm
Mecruhum hak yolunda kaldım da mücrim
Mücrimim… müheyminsin… ben kirliyim sen nezihsin

Hallerine memluk olan benim sen efendiler efendisi
Muazzam ile aşıkların muarifesiyim marifede
Pesendide aşk ile dönerken kendi ekseninde
Pirler bile sana peyk-i pinhan olmayı dilerken
Aşkın ile nasıl tebah vü perişan olmayayım efendim!
 
    
O'nun ardından (sav)

Güneş her gün sensizliğe doğar
Ufuklar kan dolar
Genş her gün sensiz
Kanlara batar, ardında bulutlar

Dökülür gözden yaşlar
Ama gözler yalan ağlar
Gün gelir kurur
Gözden dökülen yaşlar
Kalbimdir Sana ağlayan
Yaşı mısralara damlar
Toprak olsa da gözlerim
Okutur bu sevdaya ağıtlar
Bu sevda cana ferman
Kalbime kefen olur mısralar

Ubeydullah Kenanoğlu
 
    
Umar Miydin?

Görünmez aşina bir şehre olsun rehgüzarında;
Ne gurbettir çöken İslam'a İslamın diyarında?
Umar mıydın ki;mabedler, ibadetler yetim olsun?
Ezanlar arkasında ağlasın bir nesl-i me'yusun?
Umar mıydın cemaat bekleyip durdukça minberler
Dikilmiş dört direk görsün, serilmiş bir yığın mermer?
Umar mıydın: tavanlar yerde yatsın rahneden bîtap?
Eşiklerden yosun bitsin, örümcek bağlasın mihrap?
Umar mıydın: o taş taş devrilen, bünyan-ı marsûsun,
Şu viran kubbelerden böyle son feryadı dem tutsun!


İşit: on dört asırlık cihanın inhidamından,
Kopan ra'dın, ufuklar inliyor, hala devamından!
Civarın, manzaran, cevvin, muhitin, her yerin matem
Kulak ver: çarpıyor bir matemin kalbinde bin alem!


Sen ey biçare dindaş, sanki bizden hayr ümid ettin;
Nihayet, ye'se düştün, ağladın, ağlattın, inlettin.
Samimi yaşlardan coştu, ruhum, herc ü merc oldu;
Fakat matem halas etmez cehennemler saran yurdu.
Cemaat intibah ister, uyanmaz gizli yaşlarla!
Çalışmak... Başka yol yok, hem nasıl? Canlarla, başlarla...


Alınlar terlesin, derhal iner mev'ud olan rahmet
Nasıl hasir kalır "tevfiki hak ettim" diyen millet?
İlahi! Bir müeyyef, bir kerim el yok mu, tutsun da,
Çıkarsın Şark'ı zulmetten, götürsün fecr-i masuda...?


MEHMED AKİF ERSOY
 
    
Hasret ve Kurtuluş

Hasret ve Kurtuluş
Mehmet ERDOĞAN

Ey gökte yalnız gezen sevdaların yıldızı,
Sen o günü gördün mü tayfları sonsuzluktan?
Hani gülün bağrında oluşur ya bir sızı,
İşte öyle bir hasret akar binbir oluktan..

Ey mahzun çizgilerle yerlere kapanmış dağ,
Sen o sesi duydun mu yankısı mağarada?
Hani gece vaktinde çobanlar yakar çerağ,
İşte öyle bir alev özlerdeki çırada…..

Ey göklere binbir dal yükselen ulu çınar,
Sen hiç aşık oldun mu sonsuzluk kervanına?
"Hani dünya bir gölge" diyen yanık biri var,
Düşmektir, onu sevmek saadetin ağına..

İşte Öyle bir sevda alazlandı kalbimde,
Çektim günleri her gün bir hasret yumağından.
Bilirim bu yaranın merhemi tek Rabbimde,
Zaten bu ok çekilmiş sonsuzluk sadağından.

Ey Nebi bu hasretim ne güne dek sürecek?
Bu ayrılık, bu çile, bu acı iç içedir.
Bu yolcu sahiline, hangi mevsim erecek?
Yaşadığı her bir an, çözülmez bilmecedir.

Hani bir zincir geçer, mahkumların boynuna,
Hani kan revan yürür çöllerde garip Mecnun.
İşte öyle hâldeyim al beni de yanına,
Bana da bu çöllerde bir damla kurtuluş sun.
 
    
Hayaliyle Cennet Oldu Bu Batak

HAYALİYLE CENNET OLDU BU BATAK

Bir ıstırap verdin bana
İç dedin
Gözlerimden yudum yudum içmişim
Daracık dünyaya saçılmış kalbim
Saçlarımdan püfür püfür dumanlar
Tutam tutam, avuç avuç saçlarım.
Bir dağ yaptın yollarımda
Geç dedin
Tepe taklak, baş üstünde geçmişim
Zulüm kustu zalim mahluklar bana
Yüreğim kan, ciğerim alev alev
Parça parça, bölük pörçük yüreğim
Duyguları tek tek dizdin yoluma
Seç dedin
İçlerinde sevgi vardı, kin vardı
Kan doldu gözlerim, kin doldu
Sevsem ateş, sevmesem bin bir ateş
Ezdi beni, yıktı beni aşklarım.
Ümitleri kapattın sımsıkıya
Suç dedin
Dağlar ördün aramıza, diken diktin
Delinmez dağ parçaları, aşılmaz bu yol
Ayaklarım delik deşik, kucağımda dağlarım
Yapayalnız, hüngür hüngür ağlarım.
Lanet ettim bu karanlık döngüye
Çık dedim
İç döngüler batak gibi, çıkılmaz
Al ellerim...Al kan olmuş yüreğim
Bana beni bilen tek Rabbim yeter
Hayaliyle cennet oldu bu batak
Rahmetinde sımsıcacık ellerim

Muhammed Bozdağ

 
    
O Gelİyor O

Yollara sular dökün,
bahçelere müjdeler edin,
bahar kokuları geliyor,
o geliyor, o
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

Yol verin, açılın, savulun.
Beri durun, beri.
Yüzü apaydınlık, akpak,
bastığı yeri ardında gündüzler gibi bırakarak
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

Gökler yeryüzünü kapladı, örttü bir anda.
Bir anda dört yanı misk gibi bir koku sardı.
Bir anda bir velvele, bir kıyamet koptu cihanda.
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

Bir anda can geldi bağlara, bağlar ışıdı.
Bir anda açıldı baktı bağlara gözler.
Bir anda bizde ne gam kaldı, ne dert kaldı, ne keder.
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

Yayından fırladı ok.
Hedefe ha vardı, ha varacak.
Bahçeler selama durdu.
Selviler ayağa kalktı.
Çayır çimen yollara düştü.
İşte konca, ata binmiş geliyor.
Biz ne duruyoruz,
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

Sen bizim yöremize gelirsen göreceksin, ey şems,
Huyumuz sadece susmak olmuş bizim, susmak.
Senin güzel gözlerin için işte canım pusuda.
Rahatım kaçtı benim,
geceleri uykum kalmadı gitti ama,
bak işte o güzel günler yola çıkmış geliyor.
(Mevlana Celaleddin-i Rumi)
 
    
Âdem oğlu aç gözünü

Âdem oğlu aç gözünü

Âdem oğlu aç gözünü
yeryüzüne kıl, bir nazar
gör bu latif çiçekleri
hangi kuvvet yapar, bozar.

Her bir çiçek bir nâz ile
över Hakkı, niyaz ile
kurtlar, kuşlar, durmaz söyler
ol Hâlıka âvâz ile.

Eğer Onun kadirliğin
Her bir işe hazırlığın
illâ Onun kahirliğin
anlayınca, rengi döner.

Rengi döner günden güne
toprağa dökülür yine
bu ibrettir anlayana
hakikati, ârif sezer.

Ger bu sırrı duya idin
yâ bu gammı yiye idin
yerinde eriye idin
insan değil misin, meğer.

Bilir, gelen gider imiş
konan geri göçer imiş
mevt şerbetin içer imiş
her kim, bu manadan geçer.
 
    
Aşık oldum Muhammed'e

Aşık Oldum Muhammed'e


Canı dilden aşık oldum
Muhammed'e Muhammed'e
Mevlâm layık eyle bizi
Muhammed'e Muhammed'e
Salallahu alâ Muhammed salallahu aleyke Ahmed
Salallahu alâ muhammed salallahu aleyke Ahmed

Aklı Olan ârif olsun
Ciğer yansın püryan olsun
Bir canım var kurban olsun
Muhammed'e Muhammed'e
Salallahu alâ Muhammed salallahu aleyke Ahmed
Salallahu alâ Muhammed salallahu aleyke Ahmed

Rüyada görüştür bizi
Murada eriştir bizi
Mevlam sen kavuştur bizi
Muhammed'e Muhammed'e
Salallahu alâ Muhammed salallahu aleyke Ahmed

Salallahu alâ Muhammed salallahu aleyke Ahmed

 
    
Cana Canansın Efendim

SENsizlik Kalbe Oktur

Bir rüya mıydı yoksa seninle geçen yıllar?
Kalbimizde sürmeli geceler titreşirdi.
Ve yakamoz bakışlı denizlerde saykıllar
virgul.gif

Yüreğinden yansıyıp bize ümit verirdi...


Dağılmış zülüfleri sen tarardın her gece
virgul.gif

Yungularla ezilmiş duyguları okşardın.
Sonra onları tekrar dokurdun ince ince
virgul.gif

En derin yaraları yüreğinle sarardın...


Bak şimdi gecelerle gündüzler girdap gibi
virgul.gif

Mehtap sönük
virgul.gif
yıldız yok
virgul.gif
ay da kaybolup gitmiş.
Su diye koştuğumuz her muştu serap gibi
virgul.gif

Sensiz dikilen güller bahçede solup gitmiş...


O derin bakışların sonsuzluk bestesiydi
virgul.gif

İnci işlerdi daim okyanus diplerinde.
Dudağındaki nağme Cebrailıin sesiydi
virgul.gif

Haktan şule parlardı tahlil- terkiplerinde...


Şimdi sohbetler sönük
virgul.gif
kandilsiz hasbihâller
virgul.gif

Yokluk rengi düşmüştür sensiz geçen yıllara.
Hep cevapsız kalıyor
virgul.gif
dudaklarda sualler
virgul.gif

Binbir açlık zinciri dolanır akıllara...


En yorgun dakikalar dipdiriydi seninle
virgul.gif

Rasulden iz taşırdı gülüşün
virgul.gif
ağlayışın.
Şimdi gel ey sevgili şu çığlığı bir dinle
virgul.gif

Her hâlde son bestesi alev alev yanışın.


Sensizlik kalbe oktur
virgul.gif
yaralı ceylân olduk
virgul.gif

Suat sahili buldu biz vurulduk bir dağda.
Hasret gülleri gibi susuz kaldık ve solduk
virgul.gif

Çile dikenleriyle çit örülmüş bir bağda..



Sensizlik kalbe oktur
virgul.gif
Sür atını yeniden
virgul.gif

Zalimin hayhuyunu nefesinle yak ve geç.
Çıkıver karşımıza muştu gibi aniden
virgul.gif

Bitsin özlem yanışlı
virgul.gif
elem dokulu süreç...



canan1ft3fq2jrsxw.jpg
 
    
Emeğinize sağlık paylaşım için teşekkürler
 
    
Emeğine sağlık FAROZ..Teşekkürler..
 
    
 
 
Üst Alt