BİLGİ MEKKE-İ MÜKERREME’DE DUÂ KABUL OLUNAN BAZI MAKAMLAR

MineAsu

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
5 Eki 2013
Mesajlar
181
Tepkime puanı
3,103
Puanları
113
MEKKE-İ MÜKERREME’DE DUÂ KABUL OLUNAN BAZI MAKAMLAR


Mekke-i Mükerreme dâhilinde mübârek mahallerde yapılan duâların Allâhü Teâlâ’nın fazlı ile kabûl olunacağı âlimler ve Allah dostları tarafından bildirilmiştir. Hatîm ve Tahtü’l-Mîzâb bu mahallerdendir:
Hatîm: Kâbe-i Muazzama’nın kuzey-batı tarafında bulunan Altın Oluk’un altında yarım dâire şeklindeki duvardır. Tavâf, Hatîm’in dışından yapılır.
Tahtü’l-Mîzâb (Hicr-i İsmâil): Altınoluk’un altında bulunan Hatîm ile Kâbe arasındaki yere denir. Buranın ekser mahalli ve bir kavle göre biraz yeri Kâbe-i Muazzama’ya dâhildi. Kureyşliler Kâbe’yi yeniledikleri sırada dışarıda bıraktılar.
“Her kim ki Mîzâbü’r-Rahme (Altınoluk) altında oturup da hâlis kalble duâ ederse duâsı kabul olup anadan yeni doğmuş gibi günahsız kalır. Her kim o mübârek yerde iki rekat namaz kılıp da secde esnasında bir şey için duâ eder ise emeline nâil olur.” buyurulmuştur. Bu rivâyetin sıhhatinde şüphe edilmemelidir. Çünkü Kâbe-i Muazzama’nın doğu duvarı cihetinin iki köşesinden îtibâren Hatîm’e kadar mahallin Beyt-i Şerif’in dâhili olduğu hadîs-i şerîfle sâbittir.
Diğer bir hadîs-i şerîfe göre “Hicr-i İsmâil’in Rükn-i Şâmî (batı köşesi) cihetinde her kim iki rekat namaz kılar ise yetmiş bin geceyi ihyâ etmiş ve Beytullâh’ı mebrûr ve makbûl olarak kırk kere tavâf eylemiş kadar sevap kazanmış olur.” buyurulmuştur.
Hatîm, Makâm-ı İbrahim ve Zemzem kuyusu hizasından Haceru’l-Esved’e kadar uzanan mahâlde 99 peygamber medfûn olduğu ve bunların hepsinin hacc-ı şerîfi yapıp vefat ettikleri hadîs-i şerîf ile rivâyet edilmiştir. Ümmetleri helak olan peygamberler ömürlerinin sonuna kadar Mekke-i Mükerreme’de ikâmet ile Allâhü Teâlâ Hazretlerine ibâdet ederlerdi. Nuh, Hud, Sâlih, Şuayb, (aleyhimü’s-selâm) Hazretleri de o mübârek beldede irtihâl etmiş peygamberlerden olup Kâbe-i Muazzama’nın Makâm-ı İbrâhim ile Safâ kapısına denk gelen cihetlerinde medfûndur. (E. Sabri Paşa, Mir’âtü’l-Haremeyn)
 
  
 
 
 

Similar threads


Üst Alt