BİLGİ MEHMED NURİ ŞEMSEDDİN NAKŞİBENDÎ (K.S.)

MineAsu

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
5 Eki 2013
Mesajlar
181
Tepkime puanı
3,105
Puanları
113
MEHMED NURİ ŞEMSEDDİN NAKŞİBENDÎ (K.S.)



Tasavvufa dâir Miftâhü’l-Kulûb isimli muteber kitabın müellifi ve Nakşibendî Şeyhi Şemseddin Nûri Efendi 1801’de İstanbul’da doğmuştur. İlk terbiyesini babası Seyyid Hüseyin Efendi’den (v. 1817) almış, Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlemiştir. Mercanağa Mektebi’n-de tahsile başlamış, daha sonra Bâyezid ve Süleymaniye Câmîlerinde asrın meşhur âlimlerinden Me’ânî, Fıkıh ve Usûl gibi yüksek ilimleri de okuyarak hem âlî, hem de âlet ilimlerinde kemâle erip Hâfız Emin Efendi’den icâzet almıştır.


Kayseri âlimlerinden ve Nakşibendî şeyhlerinden Hacı Mustafa Efendi, halifesi Mehmed Said Efendi’yi yanına alarak İstanbul’a gelmişti (1811). Bir gün Nûri Efendi’yi halifesine göstererek “Bu çocuk, zamanının kutbu olacak ve bunun eliyle sayısız Ümmet-i Muhammed feyizlenecek. Bu çocuğu sen irşad edeceksin. Dikkat et, zamanını bekle.” diye emir buyurmuşlar.


Zahirî ilimleri tahsildeki asıl maksadın marifetullâh yani Allâhü Teâlâ’yı bilmek ve tanımak olduğu için hakikat erbabını arayan Nûri Efendi, kendisini şeyhine kavuşturması için Allâh’a yalvarmakta idi. Bir gece “Kırk günü say, aradığını bulursun” diye müjdelendi. Ramazan-ı Şerif’in yirmi altıncı günü Mehmed Said Efendi “İşte oğlum, kırk gün tamam oldu.” diyerek sırrı ifşa ve on sekiz senedir mürşidinin emirleriyle kendilerinin maddî ve mânevî hâmîsi olduğunu ifâde etmiştir. Nûri Efendi, Tarîkat-ı Nakşibendiye usûlü üzere şeyhi Mehmed Said Efendi’ye intisab eylemiştir (1829). Süratle mertebeleri kateden Nûri Efendi, altı sene zarfında Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşibendiye’de irşada mezûn halîfe olmuştur (1834). Tarîkat silsilesi, altıncı şeyhi Ahmed Yekdest Cürcânî Hazretleri vâsıtasıyla Muhammed Masum Hazretlerine ulaşır.


Nûri Efendi, Beşiktaş’taki Yahya Efendi Türbesi’ne Sultan Mahmûd-ı Adlî tarafından türbedâr olarak tayin edilmiştir (1836). Bir müddet sonra Tophane’deki Nusretiye Camii Şerifi’nde Şifâ-i Şerîf tedrîsi de kendisine havâle edilmiş, Padişah derslerine bizzat katılmıştır. 1864 senesi Mart ayının bir Pazartesi günü güneşin batmasından sonra sayılı nefeslerini tüketmişler, Sinanpaşa Cami-i Şerifi’nde kılınan cenaze namazından sonra Yahya Efendi Dergâhı’nda defnedilmişlerdir. (Kuddise sirruh.)

 
  
 
Emeklerin için çok teşekkür ederim Mine...
 
    
Emeğinize sağlık ...
 
    
 
 
Üst Alt