Kalemime Kalp, Kalbime Yazı Ol..

*Azra*

VİP ÜYE
Özel Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
667
Tepkime puanı
33
Puanları
28
Kalemime Kalp, Kalbime Yazı Ol.....

Mülkün kalbi kalbimin kararısın sen…
Karanlıklara siyahî nur aydınlıkların adısın sen…
Gönül semasının ayı yüreğimin direğisin sen…
Dillendiremediklerimi dinleyensin sen…

Arayışlarımın açık adresi dualarımın durağısın sen…
Garipliğimin gurbeti vuslatımın şahidisin sen…
Bereketin başlangıç mekânı günahların uzağısın sen…
Ebrehe’lerin giremediği belde kulların tahassüngâhısın sen…

Kalemime kalb kalbime yazı ol Ey Kâbe!

Aşkımım dinmeyen dermanı dualarımın kabulünün şahidi ol!
Affedilmemin şefaatçisi yalnızlığımın dostu ol!
Yırtık yüreğime merhem dertlerime derman ol!
Gönül bahçemin gülü zikrimin bülbülü ol Ey Kâbe!

Ruhumun mekânı mekânıma ruh ol!
Darlığımda avuçlarımın içi içimin genişliği ol!
Gecede ayışığı gündüzde yolumun yareni ol!
Karanlıkta siyahî nur aydınlıkta gökkuşağı ol Ey Kâbe!
Soluğuma nefes ol nefesimi nefisten uzak tut!
Gönül evime misafir ol ki misafir olalım sana...

Cimri cürmüyle gelinmiyor sana cömertliğinin coşkusunu ver...
Sen ki İbrahim diyarısın diyarımıza dimağımıza tefekkür bereketi getir Ey Kâbe!
Kurban İsmail gibi kul olma inceliğini öğret bize...
Muhammed-î nurun etrafında tavaf edelim her vakit her mekânda…
Taşlar Esved taşı gibi şahitlik etsin ubudiyetimize nefis Ebrehesi uzak dursun bize.
Göz görmekle görünmezsin sen mânânı gönül gözümüze göster
Ey Kâbe!
Sen ki Hz. Ali’nin doğduğu mekânsın

Ali hakikatini içimizde doğdur...
Ki kalpleri ve kıtaları Zülfikâr’la yeniden biçim verelim...
Kalemimiz kılıç kılıcımız kalem olsun ki Ebrehe’ler harim-i imana giremesin…
Zikir ve dua kelamlarımız zamanın Ebrehe ordularını delip dağıtsın.
Ey Kâbe!
Çelişkilerden çekilip sığlıklardan sıyrıldığımızda yeryüzü senin kararlığına kavuşacak...
Etrafında dönülen bez ve taş parçası görmeyip hakikatin etrafında günde beş vakit tavaf ettiğimizde
Yakînimiz sana yakın olduğunda sen bize yakın olacaksın Ey Kâbe!
Seni selamlayanların adedince selam olsun…
Seni ziyaret edenlerin sayısınca Muhammedü’l-Emîn’e (a.s.m.) selam olsun.
Hamd ezel ebed Sultanına olsun…
 
  
 
Yüreklerde Bir Yanık Gül Kokusu

Gül yüreklerden yanık kokusuyla dostluğa açılan kapıdan içeri sızan rüzgar......

Ey Gül-i Ranadan kokusunu almış serin rüzgar.....
Geldinde buraları gü'l kokularıyla donattın....
Kokunla donanmış rüzgar ağlamakta.....
Gül yüreklere bir damla kan sızıyor....
Seni arıyor uğruna feda edilecek Kalpler....
Seni sevmeyen gözlere karşı siper edilecek gözler seni ariyor...
Adım adım attığın sokakları, kaldırımları geçiyoruz...
Her yer toz duman..Yorgun düşmüş kalp atışları hariç hiç bir şey duyulmuyor..
Seni seviyoruz diyen dudaklarımızın ardında hep bir salat saklı
Ümmetiniz...Bak dostluğunda dostluğu bulduk......
Dostluğu bulduğumuz sende kapılarımızı sonuna kadar açtık...
Gü'l verdik gül yürek taşıyan, 14 asır öncesi kardeş bellediğin kardeşlerimize.....
Hoş buyurduk, güzelliği paylaşmaya geldik güzel olandan öte....
Senin ahlakınla ahlaklanmaya....
Birazcıkda olsa birazcık da olsa sana benzemeye geldik Habibim...
Dostluk kapısında heryeri Gü'l kokusuyla bezemeye
Gözlerimizi doğruya çevirmeye, senin yolundan gitmeye geldik...
Bir amaç, bir gaye düşündük hep....
Titreyen Kalp, Kan damlatan Yürek, Seven Gönül....
Seni sevdigimiz için Rasulüm....Senin gibi olmaya geldik....
Yolda yürürken ayaklarımıza batan dikenleri gönlümüzün en iç dilekleriyle kabul ettik...
ALLAH yolunda, ALLAH yolunda bizimde ayağımıza bir taş değdi diye
sevindik...
Seni anmayı istedik, seni görmeyi, seni gül kokunu heryerlere
salmayı ...
Duyulmadık diyarlara uzattık dost elimizi....
Yiğit üstü yiğitliğini.....
Cömert üstü cömertliğini...
Dostluk üstü dostluğunu
Aşkını......
sevgini.....
ALLAH korkunu...
titreyişini....
Şefkatini....
Bizlere olan düşkünlüğünü.....
Bizlere olan özlemin kadar bizimde seni özleyişimizi....
Adın anılınca gözlerden dökülen mercanları silmeyipde orda kalmasını..
ALLAH deyince sararan yüzleri, titreyen kalpleri....
Bir elimizdende sen tut istedik YA RASÚLALLAH
Başımızı bir annenin çocuğuna şefkati gibi okşa istedik....
Seni görmeye dayanacak gözlerimiz yok....Utanıyoruz belki mahcubuz...
Gözlerimizde bir haya senden kalan bir haya bu....
Yüreklerimizde bir yanık gü'l kokusu senden kalan Gü'l bu....
Gözlerimizde bir kamaşma, ALLAH azze ve cellenin cemalini
görmeden olan bir kamaşma bu ...
Ve bir Sızı.... Bir inleyiş... Bir vuslat arzusu....
Seni arıyoruz......
Senin kokunun estigi rüzgarla
Hep sana salat hep sana selam ediyoruz....
Gü'l yürekli kardeşlerimle....
Güzel islamıin güzel insanlarıyla....
Adım adım ilerlerken burnumuza ulaşan kokunun hiç dinmemesini istiyoruz....
neden biliyormusun habibim....
neden biliyormusun can rasulum....
neden biliyormusun sultanlar sultanı can Ahmedim....
Gül Muhammedim...
Canımın cananı..Kainatın gülü..Rahmet sağanağım...
Çünkü.....
senin adını duyunca yüreğimizde duyunca yüreğimizde hep birşeyler kopuyor sanki..
Birşeyimiz eksikde onunla buluşmayı Bekleyen mecnun gibi....
Dağlardan önce yüreklerimizi kazmayla delip geçen ferhatız sanki....
çünkü can Ahmedim seni seviyoruz....
seni en samimi en pak ve en güzel yüreklerimizle seviyoruz...
göz yaşlarımızın en temiziyle seviyoruz
Kalbimizin en masum en dolu en gül kokusuyla seviyoruz....
Seni Seviyoruz YA RASÚLALLAH...
 
    

Ben SENİ SEVMEYİ SEVDİM...
Ben hasreti sevdim..
Vuslattan çok..
Geceyi sevdim..siyah zülüfleri dağınık..
Ben uykusuzluğu sevdim..
Uyanık gezmekten çok…
Yanmayı sevdim..
Serin sulardan uzak..
Sonra ızdırabı sevdim..
Aydınlık sabahlara gebe..
Çekilen çileyi sevdim..
İki büklüm gezmeyi;kan ağlarken gülmeyi;anadan ,yardan geçmeyi..
Dünyadan vazgeçmeyi sevdim..
‘ne Cennet sevdası,ne CEHENNEM KORKUSU’..
Ben YARADAN ‘a aşkı sevdim..
O’nun aşkını,O’nu sevmeyi,uğrunda koşmayı,düşmeyi..
Ölmeyi sevdim..
Ve toplayıp bu sevdiklerimi Huzura sermeyi..
Alnımı yere mıhlayıp..
SANA GELDİM,AF DİLEMEYE GELDİM,AFFA LAYIK OLMASAM DA’demeyi..
Gözlerim kuruyana dek ağlamayı..
Ve secdede ölmeyi sevdim..
ALLAH’ım başka sevgim yok benim..
Ben SENİ SEVMEYİ SEVDİM...
 
    
Çünkü Sen Varlığın Adına Yaratıldığısın..

Vefa çöllerinde kum olabilseydim
Ayaklarım yansaydı da…
Gözlerim kan damlamasaydı.
Fırtınalarda bir ihtimal kapına konsaydım da
Farkımda olmadan üzerimden mescidine koşsaydın
Varlığımla devrine varamamışken
Kum gibi sahralarında dolaşsaydım


Sadakati unutmuş ümmetinin
Gözlerine savrulup senden bir haber olsaydım
Kum gibi aksaydım zamanın derinliğine aldırışsız



Bu akışım sana ve devrine olsaydı
Avuçlarımı arşa uzattığımda çöllerim
Senin yeşilliğinden rengini almış birer vaha olsaydı



Yağmurun hasretini unutturdu yokluğunun özlemi
Seraplar görmeye başladık bir çareler olarak
Ama sen vardın kum misali hızla sana akmaktaydık



Evet, bu gelişimiz sana ve yeşil vahana
Çünki bizim çöllerimizde sana layık güller yetişmez
Boynunu bükerde hakiki sahibine gitmek ister



Şimdi kum kaplı tepeleri aşmak zamanı Üveys gibi
Görmesek de sevdandan yeşermek için
Çünki sen kum deryalarını okyanus serinliğinde dolaşansın
Çünki sen Habibullah sın



Çünki sen Ente Rasulullahsın
Çünki sen varlığın adına yaratıldığısın
Çünki sen tüm sevgililerinin şefaatine talip olunansın
 
    
b156541GC3B6zyaC59FC4B1-1.jpg


GÖZYAŞI VE AĞLAMAK

Ağlamak;

Rahmandan kuluna bir armağan bir rahmet!...
Ağlamak;
İçteki sıkıntıları dışa atmaktır...
sıkıntılardan arınmaktır!...
Bazen sevgiliye naz! Bazen sitemdir! Bazen de anlaşılamamaktır...
Bazen pişmanlığın ifadesi...
Ağlamak;
Kaybedilene ağıt! Hüznün doruk noktası...
Rasulün kaybettiği oğluna hediyesi ...
Ya Rasulallah! Sen de mi? Dedirten inci taneleri...
Bazen Rab’be yöneliş!...
Bazen af dileme!...
Bazen acının inci inci dışa vurumu!
Adeta acının yıkanması...
toprağa karışıp yok olması...
Bazen sevincin gözlere yığılması
ardından göz pınarlarından süzülen daneler...
Yürekte sevinç fırtınaları koparken gözlerin mahzunluğu!
Söylemek !hissettiklerini ifade etmek
insana uzakken süzülen damlalarla bunları tek tek yazmak!
İçteki gök gürültüsünün adeta yağmuru davet edimi...
Yakubun Yusufa özleminin ifadesi!...
Net yalın riyasız hiçbir kelime telaffuz etmeden
tüm çıplaklığıyla duyguların ifadesi...
Ve ağlayabilmek;
Gece yarısı mahlukat uyurkens eccadesinde Rabbine huşuyla yönelmiş
alın secdede Rabbi ile buluşmanın doruk noktasında...
bir müminin gözlerinden süzülen damlalar!
Belki de diğerlerinin kurtuluşuna mütesebbib!...
Rabbinden rahmet olarak....
Bir annenin yavrusuna özlemi hasretinin ifadesi!...
Duygular kumkuması içindeyken kalbin birden infilak etmesi...


Ve gözyaşı;
Rabbinden rahmettir mü’mine!...
Bir tesellidir anneye!
Sevgiliye sığınak!...
Mecnundan Leyla‘ ya kalan hatıra!...ve Resul‘den ümmetine merhamet!...
 
    
SENKİ YANIK SEVDAMDIN BENİM YA RASULALLAH



Sen yaralı serçemdin benim.

Yüreğime kondun bense söz eyleyip dilimden uçuramadım seni ya RasûlALLAH !


Kalbim seninle tanıdı sevdayı
bense kırmızı bir gül verip canana tanıtamadım seni ya RasûlALLAH !


Ruhum sensiz kördü karanlıktı.
Sen gören gözü idin ruhumun.
Bense nefs gözlüğümü çıkarıp gözümün ta içine bakanlara gösteremedim seni ya RasûlALLAH !


Sen ıslah ettin yüreğimi huzuru oldun kalbimin.
Bense nice sıkıntılı dostlarıma yüreğimdeki senden bir buket sunup huzur veremedim ya RasûlALLAH !


Sen solmasını istemediğim çiçeğiydin ruhumun
bense sünnetullah deryasından bir bardak su dökemedim sana ya RasûlALLAH !


Sen ziyafet verdin gönlüme
bense hadis sofrasına oturup lezzetini tadamadım ya RasûlALLAH !


Sen dertlerime ilâçtın dermandın yaralarıma.
Bense gözyaşlarımı su eyleyip içemedim seni ya RasûlALLAH !


Sen ki ahlâk merdiveninin zirvesindeydin.
Bense terbiye çarığını giyip huzuruna çıkamadım ya RasûlALLAH !


Sen bir hoşgörü pınarıydın usulca aktın kalbimin derinliklerine.
Bense içerine girip günah kirlerimi yuyamadım ya RasûlALLAH !


Sen ki yanık sevdamdın benim.
Seni göremeyişin göremeyecek oluşun ümitsizliği ateş olup yaktı beni.
Bense Rahman'dan bir damla rahmet dilenip bu ateşi söndüremedim ya RasûlALLAH !


Sen olmasan yoktu yüreğim sen ki her şeydin benim için.
Bense hiçbir şeyliğimi bilip her daim boynumu bükemedim ya RasûlALLAH !


Yaşanılmaya en lâyık aşk sende idi görülesi göz duyulası söz sende.
Bense Asr–ı Saadet'e benzemeyen şu ömrümde seni bulamadım ya RasûlALLAH ! .
 
    
Kimseler Anlamasın Beni! Sen Anla! Yaprakları Sararmış "Hazan" Anlasın, !!!!


Kimseler anlamasın beni!
Züleyha'nın zindanında Yusuf anlasın,
Leyla'nın çöllerinde Mecnun anlasın,
Şirin'in dağlarında Ferhat anlasın,
Aslı'nın yüreğinde Kerem anlasın,


Sen anla!
Beni kimseler anlamasın!


Gözyaşlarını yüreğinde biriktiren "hüzün" anlasın,
Yaprakları sararmış "hazan" anlasın,
Karanlıkları örten "güneş" anlasın,
Güneşe örtü olan "gece" anlasın,


Sen anla!
Beni kimseler anlamasın!


Martılara hasret "deniz" anlasın,
Baharına hasret "çiçek" anlasın,
Ölümüne hasret "hayat" anlasın,
Sen anla!
Ey Rabbim! Gözyaşlarımda umutlarımı büyüten kalbimin tek sahibi!
Aklımı koru!
Izdıraplarımızı hafiflet!
Ellerimizden tut!
Düşüncelerimizi anlamlı kıl!
 
    
Yine Seninle Dopdolu Ama Sensiz Bir Gece..

Ey Sevgili!



Yine seninle dopdolu,ama sensiz bir gece daha geçti.
Ne kadar isterdim
bir lahza olsun gözlerine bakabilmeyi!...
(Yok!Buna kalbim dayanmazdı.)



Ne kadar isterdim ayaklarına kapanabilmeyi!...
Ne kadar isterdim görmesem bile kokunu hissedebilmeyi....
Ve ne kadar isterdim beş duyunun iflas ettiği demde,
nasıl olacağını bilmeden senin huzurunda olabilmeyi!..



Ey Sevgili!...



Biliyorum adının anıldığı her yerdesin.
Dilimi mühürledim, söylediği tek şey sensin...
Ne olur Sevgili, bu hasret bitsin sona ersin!..
Çağır da, çağır da,
bu günahkar huzuruna gelsin.
Utanıyorum!
Beni bu halimle de "Ümmetim" diye kabul eder misin?



"Ah nolur rüyama gelsen,



Gelsen de gül yüzünü görsem
Görsem de yüz kere bin kere ölsem
Güllerin Efendisi!..."



Seni rüyada gören uyumakta mıdır?
Yoksa uyanık olan o da, biz miyiz
uyuyanlar?
Gerçek uyanıştan önce uyanmalı değil mi müslümanlar?
Ve
tüm insanlığı sana uyandırmalı değil mi?



Ahh! Ahh,
yumuşak yataklarda, derin uykularda seni arayan gafil
nefsim!..
Ahh!
Görememenin acısını çekiyormuş gibi yapan utanmaz
benliğim!
Sen kim O'nu görmek kim?.
 
    
BiR ŞAFAK VAKTİDİR ÖMÜR
"Dudakları mürekkep kokan öykünün yaralanmış şiiriyim"

Kan damlar gömleğinden Yusuf'un
Gönlümün hüzzam sayfalarına
Kâinatın günahkâr tarafı mı,yanık isyan çağrısı mı gülün
Ellerimden tırmanan,
Ayıp işli şakaklara?

Boyun bükmüş derviş bakışının gözlerime konan ışıltısı
Gülümsüyor, olmayacak dualarıma

Bilsem ki;
-Bir şafak türküsü ömür-
Yine dokunamadım Peygamberin kokusuna

Bir nebze olsun bahtımda;
Osman edebi
Ali'nin cesareti
Göremez gönül gözüm Sıddık samimiyetini
Sırrını çözdüm başımdaki vurgun hasretin
Göklerden dönen ah'lar kurşunlamış beni

(Bu gün bırakmaya yeminliyim yasaklı çocukluğumu
Hissetsem de delice özleyeceğimi)

Ne tarafa uzansa işaret parmağım
Ömrümün en uzun günahını gösteriyor
En kısa afakını sevdanın

Bilsem ki;
-Bir şafak dalgalanmasıdır ömür-
Nerede Ayşe iffeti
Hatice sadakati?
Amansız bir tokattır sevinçlerime
Zeynep cömertliği

Muammanın esrar hülyaları kuşatır hayallerimi
Tıkanır da yutkunuşun hırçın dalgaları boğazıma
Ağlamalara gebe sancılar alır yerini
Boğulurum bir tuzağın girdabında
Dost sanılanlar uzatır önce düşman yüzlerini

Bilsem ki;
-Bir şafak hatırasıdır ömür-
Ömer'in adaletine bakamamış ellerin
Taifteki taşları toplamaları gibi
Kir gölüne batmış yine ayaklar
Yıldızsız bir şarkı uzanır kulağıma;
Nerede şair çilesi?

Alın terine kadar ağrıyor kahkahaları
Oyundan ibaret hayat keşmekeşinin
Tükeniyor kelimelerin ömrü
İdamlıkken sükûnetin can damarı
Müebbettir ruhumun can yangınları

Bilsem ki;
-Bir şafak vaktidir ömür-
Dolanır da ince boynuma
Sükût-u hazanı yaşatır
Geceleşen gündüzlerin son baharına
Nerde Meryem sızısı?
Utanır haya artık,hakikat anlatmaya

Nuray Alper.
 
    
Yüreğim SENİNLE Mühürlensin



Aradığım
sendin güle dönerken şafaklar küllenirken akşamlar…

Gül kızıllığında müjdeler
aradım ebrulî bulutlardan hüzme hüzme süzülürken ışıklar.




Çöl
benim içimde acı benim içimde. Mecnunun geceler
ve gündüzler boyu Leylî iniltilerini bir ney gibi dinleyen kum taneleri
ayaklarımın altında ateş ateş çoğalırken geceyi özlüyorum.

Gecelerde dolunaylar gibi
doğasın diye ufkumda yâr!





Çölün
sessizliğine düşerken yıldızlar yüreğimin kuytularına serinlikler insin
cennet cennet ne olur!

Bir aslan avcısının çölün
hür ufuklarında geceyi yorumlayıp da

Ebedi ve ezeli Sevgilinin
dört duvar arasına sıkıştırılamayacağını anladım. deyişi gibi ben de
gönül semalarımda yıldız yıldız beliren mühürlerine bakıp seni yaşamak
istiyorum içimde ey sevgili!




Benim
için her gül yaprağında SEN her yağmurda SEN her rüzgârda SEN..

Varlığım SENİNLE..

Zamana senin adınla mühür
vuruyorum.

O mühürler ki zamanın
sonsuza uzandığı yerde ancak yine senin adınla açılır

yine SENİN
adınla okunur.






Gönlümün
gaflet çölünde perişan düştüğü demlerde hasretimi affıma ferman say da
ne olur ötelerin tütsüsüyle yeni mühürler vur yüreğime.

Zaman ırmağının donduğu
ötelerde de açılacak sonsuza uzanan yeni mühürler.

Yüreğim SENİNLE
mühürlensin.



Adım
adınla bilinsin yâr!

Adımlarım ne yana dönse SANA olsun.

Ki SEN
her yanımdasın.

Biliyorum şah damarımda
akan kan daha yakın değil bana SENDEN..





Yakınlığın
gül tadında yanmaksa eğer uğruna

ne olur beni de yak yaprak
yaprak aşkınla.

Bin kerre bozduğum
tövbelerden sonra yeni baştan yazılsın gecenin en mahrem saatlerinde aşk
kitabım.



Kitaplar
kitabından nasibime ilkin nasıl adın düşmüşse yine öyle adınla başlasın
satırlar.

Nice gönlü bin parçaya
bölen Züleyha bakışlı güzellerin aşk sayfaları
rafa kaldırılsın Yusuf kanatlarıyla.

Titreyen dudaklarımdaki son
mühür son isim son çağrı son tat adın olsun..




Bunu
affıma ferman bilirim.

Sen
varsan yâr her şey bana yâr!



Vücut
zindanında SANA müştak gönlüm nice baharlar
yaşar adınla

yağmur yağmur

demet demet..




Mısıra
sultan olmak değil mi ki ışığa hasret köhne zindanlardan geçiyor

beni de nefsin zindanında
esarete mahkûm bir Yusuf say da

arındır ve sonra da
kavuştur özgürlüğüme yâr!



Bilirsin
özgürlüğüm sana tutsaklığımdır.





Arzuların
kör kuyusuna benim de atılmışlığım vardır.

Ne olur beni de Yusuflardan
say yolla ümit kervanlarını sal rahmet kovanı.

Ufkum senin rahmetinle
şenlensin. Göz sahillerimde dalgalar senin adınla coşsun.




Tesellim;
hasretimdir gözyaşımdır umudumdur..



Bulut
bulut dolan yüreğimden SANA akıtıyorum
gözyaşlarımı yâr!

Önce adın sonra adımlarım..

Ben bir gelirken SEN iki gelensin.

Benim için bana benden daha
çok yönelensin.

Çağları aşan çağrılarınla
günü beş parçaya bölerken

ne olur her parça benim
için bir altın dilim olsun secde secde SANA
yönelişlerimle..




Osman
Alagöz
 
    
 
 
Üst Alt