BİLGİ Küfür Nedir? Küfür Çeşitleri Nelerdir?

HANIMAĞA

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
13 May 2012
Mesajlar
35,477
Tepkime puanı
8,887
Puanları
250
Küfür Nedir? Küfür Çeşitleri Nelerdir?



6fjrkgbolln.jpg


Küfür Nedir?

Kelime olarak küfür, örtmek, nimeti inkâr etmek manasına gelir.

Dinde ise inanılması gerekenlere inanmamak demektir.

Küfür, insanı helak eden en büyük günahtır. Kâfir ebedi cehennemliktir. Devamlı azap içinde olacaktır.

İman esaslarına inanmamak, inkâr etmek, Kur’an’da bildirileni ve peygamberin haber verdiğini reddetmek, haramı, günahı helal saymak, dinle ve dinden olan bir şeyle alay etmek, dil uzatmak küfürdür.

Dine inanmayana kâfir denir. Kur’an ve sünneti reddetmek, benimsememek, bu devirde böyle mi olur? Demek, itaat etmemek, önem vermemek, insanı küfre sokar.

Küfür, imanın zıttıdır. Dinin emirlerini yerine getirmeyen günahkâr olur, inkâr eden ise kâfir olur. Günahta ısrarda küfre götürebilir. Ayrıca her günahta dikkat edilmezse, günaha giden bir yol vardır.

İslam dini geldikten sonra diğer dinlerin hükmü ortadan kaldırıldığı için İslam’dan başka din arayan veya başka bir dinde olan kâfirdir.

Cenab-ı Allah, İslam’dan başka din arayanın dininin kabul olmayacağını bildirir. Allah yanında hak din İslam dinidir.

Küfür Çeşitleri Nelerdir?

İman yönünden insanlar:

-Mü’min: İnanan.

-Münafık: İnanmayıp, inanmış görünen.

-Kâfir: İnkâr eden, inanmayan.

-Mürted: İnandıktan sonra dini reddeden.

-Fasık: Günah işlemekte ısrar eden ve Allah’ın emirlerine ters davranan.

-Asi: Allah’a isyan eden, günahkâr.


Birde şöyle üçe ayrılır:

1-Cehli Küfür: Bir insanın cahilliği yüzünden Allah’ın varlığını ve sıfatlarını bilmemesidir. Önem vermemesi, öğrenmemesidir. Bu yüzden kâfir olmuştur.

2-İnadi Küfür: Bir kimsenin Allah’ın varlığını bilmesine rağmen inadından dolayı iman etmemesidir.

Gururundan dolayı, Nemrud’un, Firavun’un, Ebu Cehil’in, Ebu Leheb’in inanmaması böyledir. Kınanacağından dolayı iman etmemek de böyledir. Ebu Talib gibi.

3-Hükmen Küfür: Allah’ın ve peygamberin bildirdiği küfre götüren söz ve davranışlarda bulanın küfrüdür.


Küfre Götüren Söz ve Davranışlar

En büyük tehlike, bir Müslüman için imandan sonra küfre girmesidir. Artık bütün emekler boşa gitmiştir.

Meseleyi bilenler tarafından bu konu yeterince ele alınmıyor. Halkımız gerektiği gibi uyarılmıyor.

Küfre düşen, kendine yazık etmiştir. Bir de uyarı görevini yapmayan da bu durumdan sorumludur.

Çoğu insanımız, küfür nedir? Nasıl küfre düşülür? Küfre düşüren söz ve davranışlar nelerdir? Bunları bilmiyor.

Bunları öğrenmek ve öğretmek için ortam müsait. Hiçbir engel yok. O zaman sorumluluklar da artıyor.

Bir sözle, bir davranışla iman gidiyor. Haberimiz olmuyor. Bu konularda bilmiyordum, ben şaka yapmıştım, ben öyle zannetmiştir, bana öğretmediler gibi şeyler mazeret olamaz. Bilmemek, özür de sayılmaz.

Her Müslüman’ın dini, dininin hükümlerini mutlaka noksansız bilmesi lazım. Bazı konularda her inceliği bilen, dinini bilmezse olmaz.


Müslüman, küfre düşmeyi, ateşe düşmek kadar korkunç görmezse, bilerek veya bilmeyerek küfre düşmekten kendini alamaz. Bu konu çok önemli, her iman sahibi bu konuda çok hassas olmalıdır. Küfre götüren sözlerden, düşüncelerden ve davranışlardan sakınmalıdır. Ayrıca şeytanın vesvesesinden, küfre götüren söz söylemekten Allah’a sığınmalıdır.

Dinimizde iman gibi nikâh gibi bazı şeylerin şakası yoktur. Şeytan bu iki konuda hep yanıltmak ister. Ne yazık ki, insanımızda bu iki konuda yeterince hassas değil. Sinirlendi mi: “İmanına, dinine, Kitabı’na, Allah’ına” deyiveriyor. Birden hemen boşanmak aklına, diline geliveriyor, esiyor yağıyor. Boşanmayı gerektiren sözler söyleyiveriyor.

Tövbe suresinin 28. Ayetinde Cenab-ı Allah böylelerinin ancak pislik olduklarını bildiriyor.

Peygamberimizin ifadesine göre ahir zamanda iman, eldeki kor ateş gibidir. Korunması dikkat ister.

Bir hadisinde de: “Öyle bir zaman gelecek ki, kişinin imanı gider de haberi olmaz. Hâlbuki ondan gömleğin çıktığı gibi iman çıkar gider.” der.

Müslüman bilerek isteyerek küfre girmez. Bilmeden, hata ile imanını kaybeder. Eğer bilgili ve dikkatli olacak olursa, imanını korumuş olur.

Küfürle İtham Etmek

İşlediği günaha, harama helal demedikçe, inkâr etmedikçe kimseye küfürle itham etmek, “kâfir” demek caiz de değildir, uygunda değildir.

Fakat her günah insanın kalbini karartır. Her günahta küfre açılan bir kapı vardır. Bu unutulmamalıdır. Onun için her günahtan sonra hemen tövbe etmek lazımdır.

Âdem (as) ile Havva validemiz cennette günah işledikleri zaman Allah “kâfir oldunuz” dememiştir. “Tövbe edin” demiştir.

Günah işleyen, günahkâr sayılır. Ama işlediği günahın, günah olduğunu kabul etmezse kâfir olur.

İnancımızda herhangi bir insana “kâfir” demek tehlikeli bir iştir. Bir insanın kâfir olup olmadığını Allah bilir. Şüpheli bir durumda olsa yine açık kapı bırakmak gerekir. Çünkü “kâfir” demenin bir faydası da yoktur.

Bilemeyiz belki günah işleyen pişman olur. Tövbe eder. Belki Allah onu bağışlar. Belki işlediği sevaplı işler günahını alıp götürür. Hud: 114. Ayette: “İşlenen güzel ameller, günahları götürür.” Buyrulur.

Sonra kulu cezalandırmak insanların işi değildir. Cezalandırıcı Cenab-ı Allah’tır. Peygamberimiz: “Müslüman, kusur bulucu değildir.” Demiştir.


Bir hadislerinde de : “Birisine söylenilen “kâfir” sözü, söylenilen kâfir ise, yerini bulmuştur. Değilse söz, söyleyene geri döner.” Buyurur. (Riyaz’üs-Salihın: 1591)

Mesela; Ashab-ı Kiram’dan birine “kâfir” diyen kâfir olur. Çünkü Kur’an’da Ashab-ı Kiram’ın cennetlik olduğu haber verilmiştir. Kur’an’a inanılmamış olur.

İnkârı olmayanın küfürle itham edilip kâfirliğine hükmedilmesi asla doğru olmaz. İnkâr, iman esaslarının birini veya bazıları, Kur’an ve sünneti reddetmekle gerçekleşir. Peygamberimizin ardında namaz kılan 300 kadar münafık vardı. Melekler onları adlarıyla bildirdiği halde peygamberimiz onlar hakkında da bir şey söylememiştir.

Bir hadislerinde buyurur ki:

-“İnsanlar, Allah’tan başka tanrı yoktur. Muhammed onun elçisidir deyinceye kadar, kendileri ile savaşmakla emrolundum. Ne zaman bunu söylerse, can ve mal güvenliğine sahip olmuş olurlar.” (Buhari, Cihad: 102)

İnsanların kalbini yarıp bakamayacağımıza göre bizim görevimiz, ona buna küfürle itham etmek değildir.

Ayrıca başkalarını lanetlemek, beddua etmekten de, kötü zanda bulunmaktan da kaçınılmalıdır. Bu olgun Müslüman’ın işidir.

Bedduada, lanet de ve küfürle ithamda yerini bulmazsa geri döner.

Ayıp araştırmak, kusur bulmak, kötü zanda bulunmak Müslüman’ın vasfı olamaz.



Mustafa Öselmiş alıntıdır
 
  
 
Emeklerin için çok teşekkür ederim...
 
    
Konu Güncellendi..
 
    
 
 
Üst Alt