Güzel Hikayeler GERÇEK SEVGİ Mİ

mehmet alii

THEME MAKER
Nisan Forum
Katılım
24 Nis 2014
Mesajlar
609
Tepkime puanı
554
Puanları
93
Teknolojinin alıp başını gittiği şu zamanda yirmi beşli yaşlarda olan torunlarının nişanlılarıyla aralarında olan, adına sevda dedikleri şeyi, sürekli sosyal medyaya yükleyip insanların beğenilerine sunmalarına çok şaşırırdı Zehra teyze...
Yaşı tam seksenbeşti.
-"Yapmayın yavrum.
Sevda dediğiniz şey ele güne açılır mı.?Sevdiğiniz kız için birşey yapsanız hemen resmini çekip internet denen şeye koyuyorsunuz...
Ya sana ne demeli Nuran.
Görücüye geldiklerinde o anın keyfini yaşayacağına, resim çekmekten kahveleri bile doğru dürüst yapamadın... Sonra da insanlar o resimlere neler demişler diye bir köşede oturup okudun...Kayın baban ve annen olacak insanların yüzüne bile bakmadın neredeyse-"dediğinde, uflamalar, puflamalar duyulmuştu gençlerden... Sen sevda'dan ne anlarsın...
Dedem rahmetli, körmüş.
Sen onu hiç görmeden görücü usulü ona vermişler-"diyen torunlarına, gözyaşlarını göstermemek için epey uğraşmış, daha da birşey dememişti...
Önce sessizce odasına gitti. Belki bir saat oyalandı odasında..
Sonra hergün aynı saatte yaptığı gibi bastonuna dayana dayana sokağa çıktı...
Torunları nenelerinin arkasından epeyce söylenmişlerdi... Ertesi gün eve misafir geleceği için temizliğe koyuldular sonra...
Nenelerininde odasını elden geçirmek gerektiğini düşündüler...
Dip köşe temizliğe başladılar...
Nuran bir kırmızı defter gördüğünde masanın üzerinde, önce pek önemsemedi...
Sonra ise defter yere düşünce, nenesinin ve dedesinin bir gençlik resmini görmüştü. Yerde açık kalan sayfayı dikkatle okumaya başladı oturduğu yerde...
Bozuk bir yazıyla, şöyle yazıyordu o satırlarda:
-"Bugün dünyadan göçeli dörtbin yüz elli altıncı gün Mehmet'im.
En çok neyi özlüyorum biliyor musun? Gözlerin görmezdi ama senden önce bir odada ben bulunsam kokumdan anlardınya daha önce odada benim bulunduğumu.Burdan Zehram geçmiş derdin hani...
Ha işte onu çok özlüyorum.
Bir sürü meyve fidanı diktindi hani benim için... Sırf sevap haneme sevap yazılsın diye.Dünyada birlikte yaşamak yetmez. Cennette de beraber olalım derdin... Kaldığın yerden devam ediyorum fidanları sulamaya.
Kimse bilmesin diye gizli gizli suluyorum sevda fidanlarımızı...Bilirlerse sevdamıza gölge düşer, yapılan iyiliğinde sevabı gider diye çok dikkatli oluyorum...
Önce sen göçtün bu dünyadan. Meyvelerden kim yese, sevabı sana gitsin...Cennetinde buluştursun rabbim inşaallah. Her akşam mezarının başına varmasam içim rahat etmiyor...O gece gözüme uyku girmiyor. Evdekiler her gün sokağa çıkmama kızıyorlar.
Nerden bilsinler mezar taşını öpmesem içimdeki acının biraz olsun dinmeyeceğini..
Bugün torunlarım bana sen sevdadan ne anlarsın dediler...
İçim yandı ama belli etmedim. Sevdayı bilirim ben hemde çok iyi... Burnumda tütüyorsun...
Dillere düştü sevdalar Mehmet'im... Oysa bilmiyorlar yeri GÖNÜLdü... - "
Genç kız o kadar utanmıştı ki bu satırları okuduktan sonra,nenesine söylediklerinden.
Eve gelir gelmez özür dileyecekti. Fakat o akşam eve gelmedi Zehra hanım... Telaşla aradılar tüm mahalleyi.
En sonunda mezarlıkta eşinin mezar taşına sarılmış uyurken buldular yaşlı kadını...
 
  
 
Emeğinize sağlık. Güzel bir Hikaye´ydi. Paylaşım için teşekkürler mehmet alii Bey
 
    
Son düzenleme:
Emeğinize sağlık Mehmet Ali bey ...Paylaşıma teşekkürler..
 
    
Güzel paylaşım için emegine yüregine saglik tesekkürler ALII
 
    
MEHMET BEY,Emeklerine sağlık,Harika BİR HİKAYE,paylaşıma Teşekkür Ederim...
 
    
Emeğine Sağlık Mehmet Ali Bey Paylaşıma Tskkrr...
 
    
 
 
Üst Alt