GÜNÜN ŞİİRİ

SEYHAN

VİP ÜYE
Özel Üye
Katılım
29 Ağu 2012
Mesajlar
38
Tepkime puanı
9
Puanları
18
Yitirilmiş Ne Varsa

Çirkin çiçeklerle dolu katil bahçelerinde dolaştım
Dalgındım
Bıçak sırtı yaşamalarım
Penceresizliğim
Ve öksüz düşlerim vardı ceplerimde
Uğultusuzluğumu özlemiştim
Hala bir ceylan ağlıyordu içimde
Hiç yoktan vurulan
Senin şehirlerin uyurken
Benim gözlerimi bıçakladılar
Kör bir balıkçıyım şimdi
Görmediğim vapurlara el sallıyorum
Rüyalarım da yaşlanmıyor
Kaybolan eylül gemilerimi
Sonbahar sesimle çağırsam gelir mi
Ah vurulası yüreğim
Süpüremedin kapından yalnızlığı
Örselenmiş paslı yüreğim
Ellerim yumuk
Orman karanlıkları omuzlarımda
Ve ardından ağlayan
Ezgisiz türkülerdi gözlerim
Senin gözlerinin pusuna saklanıp
Senden kalan bu yıkıntılar arasında
Bizi büyüten ellerini aradım
Öpülesi ellerini
Susuşlara prangalı dil
Kanlı düşler kuyusunda
Ölüm çığlıkları atabilir
Gözyaşı göllerinde durulanmalar vaktinden geliyorum
Sonunu hep unuttuğum
Dilsiz şarkılarım vardı
Ağlatan inleten
Şimdi
O şarkılar beni unuttu
Yıkık kentler konuşmaz bilirim
Cam kırıkları ve kırık dallar var
İncinen yüreğimin yaralarında
Ve bilir misin
Güller hiç uyanmaz bu vadide
Gözlerin düşer aklıma
An gelir şavkın vurur yüzüme
O zaman vakit ölüm olur dudağımda
Kaçsam yakama yapışır gözlerin
Yılları ve yolları ödünç aldım
Yastığımdaki çukura dolan korkulu geceden
Düş düşkünü çocukluğumu çalmış namlı sevdalılar
Üstüne üstlük sensizim
Yani gölgesiz dolaşıyorum
Artık intiharlar da öldürmez beni
Yüreğimde konaklayan hüzünler
Senden gelir
Al
Dün gece seninle yoğurdum bu şiiri
Ekmek buğusu mübarekliğinde
Sıcacık
Nasıl olsa sana çıkmayan yol yok
Kaybolabilirim kuytularda
Dalıp dalıp giderim başka diyarlara
Bir gün dönmeyiveririm
Ama sen
Yine de biriktir göz yalarını
Belki bir gün
Tutuşturur seni bensizlik
Belki bir gün
Sen de beni ağlarsın
Hoyratım benim
Şafaklar düşmüş alnına
Kırlangıçlar uçmuş koynuna
Bak hala aynı şarkıda irkiliyoruz
Bu aşkın adresi dursun sende
Kelepçeli kuşlar
Yuva kurmadan gözlerimize
Belki geri döneriz
Ve geri veririz birbirimize

Yitirilmiş ne varsa

-Alıntı-
 
  
 
Son düzenleme:
emeğinize sağlık, paylaşım için teşekkürler...
 
    
Ben Seni Hala Seviyorum



Bugünlerde yine seni düşünüyorum...
Yalnız,ıssız ve çaresiz gecelerde,
Seni düşünüyorum sessiz çığlıkların arasında...
Kalbim senin için çarparken,
İçimden "seni seviyorum" diye haykırmak geliyor!..
Ama olmuyor,
Ben yine de seni seviyorum haykıramasamda çığlık çığlığa,
Bir kağıt parçasına,duvara haykırıyorum aşkımı,
Seni sevdiğimi yazıyorum sadece !!!
Seni düşünüyorum hep gecelerde,

Belki hayalin yalnızlığıma katık olur diye...
Seni düşünüyorum hep gecelerde,
Belki hayalinle gelirsin diye...
Seni düşünüyorum hep gecelerde,
Belki seni hayalinde unuturum diye...
Ama ne mümkün böyle bir şey.

Gözümden uzaksında,gönlümden olmuyorsun işte,
Çıkmıyorsun aklımdan...
Hani istemiyordumda çıkmanı.
Bir ümitle bekliyorum,
Hani göçüp gitmeden bu dünyadan,
Bir kez olsun sevgiyle bakar diye gözlerin bana.
Ben hala yalnızım buralarda,

Hala yoğun duygularım,hala karanlıklardayım,
Doğmasını bekliyorum güneşin,
Ben hala uykusuz gecelere inat seni düşünüyorum!..
Ve ben hala seni seviyorum......

-Alıntı-
 
    
Emeklerin için çok teşekkür ederim .. Yüreğinize sağlık...
 
    
İlginize Teşekkür Ederim efendim
 
    
Bana taş kalpli diyorsun

Geçen zamanda nasıl katılaştığımı görüyorsun.

Seni sevemediğim için beni buzdan heykel sanıyorsun.

Belki de haklısın,

Bir yanımda taş gibi, dağ gibi hala ayakta,


Dimdik durabilmenin verdiği gurur,

Diğer yanda bu gururdan eriyip giden

Pamuk gibi bir yürek taşımak,




Acını acım,

Kederini keder,

Gözyaşını gözyaşım,


Herkese omuz olan bir yürek benimki.

Zaman ne kadar katılaştırmış olsa da,

Dışı kat ve kat kabuk bağlasa da,

Kan revan içinde kalsa da,


Pamuk gibi bir yürek benimki.



Bir gün kalbimin kapısını kim çalacak bilmiyorum,

Bildiğim bir şey var yüreğimde gizlenen,

Onu görüyorum.

Ona bir de isim takıyorum,


Mavi sevdam diyorum.

İçimdeki mavi umutları ancak o görecek, biliyorum

...ve işte ben o zaman kalbimi

Ona adıyor, onu seviyorum.




Sen geldiğinde,

Ilık bir meltem esintisiyle yüreğimde yerini bulacaksın.

Kimsin, nesin,

Nasıl birisin hiç bilmiyorum,

Gelişin, ışığın etrafında dönen


Ateş böcekleri gibi beni saracak,

Bir tek sana yön bulacak.

Bu yürek senin olacak.




Seni beklemek,

Bir yerlerde var olduğunu bilmek,

..ve bir gün geleceğin günü sabırsızca beklemek.

Belki çok yakında gelip beni bulacaksın,

Varlığını hissettiğime göre, sende beni
aramaktasın.

Ben buradayım.

Eş ruhum...

Gel bul beni...



Sensiz katlanmak zor olsa da bu hayatın yüküne,

Varlığını hissetmek güç verir yüreğime,

Sensiz ne kadar zor olsa da sensizliğe,

Bekliyorum bir gün geleceksin diye.

Ruhuma aktığın o ilk anda,


İlk bakışta, ilk sözde, sen de anlarsın ruhuna girdiğimde,

Beklediğim. Özlediğim.

Yolunu gözlediğim.


Neredesin...



Hayalimde değil yanımda olmalısın,

Benim için değil,

Sen istediğin için kalmalısın,

Sev diye değil,

Aşkı bulmalısın,


Benim için değil,

Kendin için ruhuma doğmalısın.


Gel artık seni çok özledim.
__________________
 
    
Sen uzaklardayken

Ben gidişini çizdim,
Yıldızlardan aldığım beyazlarla.
Karanlığı tuval yapıp ayrılığı yok ettim.

Sen uzaklardayken
Ben şiirlerini okudum çatlamış fısıltılarla.
Bin kez dokundum yazamadıklarına
Anlamaya çalıştım anlatamadıklarını.

Sen uzaklardayken
Ben senli hayaller kurdum,
Kimsesiz çocuklardan çaldığım hayal tozları ile.
Yüzüne bakamadım ağlatırsın diye.

Sen uzaklardayken
Ben kaderimi parçaladım.
Yazgımızın değişmesini istedim.
Yaşanmış tüm günahları üstlenip ateşinle kavruldum.

Sen uzaklardayken
Ben göz yaşlarıma sevgimi gömdüm.
Dudaklarımdan çıkan her sözcükte hayat bulsun,
Yüreğime serpilsin diye.

Sen uzaklardayken
Ben mum ışığına resmini çizdim.
Mum gibi bu ayrılık erisin diye.

Sen uzaklardayken
Ben, beni bırakıp gittiğin yoldan hiç ayrılmadım.
Her giden otobüsün arkasından el sallayıp,
Her gelen otobüste inmeni bekledim...

Sen uzaklardayken
Ben...
Hep dönmeni bekledim...
 
    
Düşlerimi Ve Umutlarımı Yitirdim

Kan Kusuyorum Şimdi
Soğuk bir şubat gecesi sözlerin,
Ayazın içime işliyor.
Hayatın güzelliğine dair bütün söylenenleri geçiriyorum aklımdan.
Can babadan başlıyorum,
Nazım ustadan dizeler okuyorum kendime.
Hayata rağmen olmuyor,
Isınamıyorum sensizliğe

Yorganı çekip başıma
Nefes almadan durmayı deniyorum
Korkamıyorum artık
Farzet ki ölüsün diyorum kendime
Farzedemiyorum
Konuşamıyorum
Yazamıyorum
Kaçıyorum, onu da başaramıyorum
Bütün kaçışlarım iki kelimenin sonunda tıkanıyor
Seni seviyorum

Hayata adanmış bütün kavramlardan nefret ediyorum
Hiç olmak istiyorum..
Hatta daha da ötesi anarşist olsun ruhum
Her şeyi reddetsin
Öncesini ve sonrasını
Tarihi ve felsefeyi
Yok olmuyor
Sen çıkıyorsun her isyanımdan
Sensiz hiç bile olamıyorum..

En güzeli çıkıp yürümek
İyiden iyiye yabancılaşıyorum bu şehre de
Zamanı gelse de gitsem
Ama nereye?
Bilmiyorum!
İstasyona doğru inip
Ruhumu uyuşturmalı önce
Sonra, sensiz uyanılmayı bekleyen bir sabaha
Gözlerimi kapamalı

Yok
Ben yine
İyi değilim..!!!
 
    
Acemilik

Unutulurmuş dediler ya!..
O zamanlar çocukluk işte,
Platonik sipariş bayramlar
Tescillenmemiş kaygılı umutlar vardı
Ve karanlıkla uzayan rüyalar adama bakardı
Sonra kalakalmışlık yalnız başına bu şehirde
İncitilmiş arzuların viraneliği hatıralarda
Ismarlama hesaplar,
Tek kişilik sahne oyunları!
Şimdi her şey bir yürek ağrısı!!!


Sürgülenmiş ve mıhlanmış kapı!
Çaylaklık ve çömezlik; bir ilk işte,
İşte fersiz geleceğin akıbeti;
Kalemiz düştü ilkin
Sonra atların nalları düşünce bir gül fırtınasında
Ve vezir de esir edilince peşinen bir file
Şahı devirmek bize kaldı!
Acemilik işte,
Gençliğimiz; pusatsız hovardalığın hazin nihayeti..
Şimdi her şey bir baş belası!!!


Kendim gibiyim her daim
Şiiri eskiden de severdim,
Ben inşa ettim tüm çıkmaz sokakları
Hep vuslat türkülerini damıttım aynalardan
Çareler aradım aylarca bu diyarda
Sonunda bir mim koyabildim hatıralara
Mezara gömdüm eski-Ve siyah-beyaz fotoğrafları..
Acemilik kazası işte,

Şimdi her şey nisan ayı
Ve geriye dönüp baktığımda
Tüm olup bitenler yapma kartpostal gibi buralarda,
Senin çocuğundum ve ağırdım o zamanlar

Şimdi bir şey o kadar uzak ki..
 
    
Gecenin Bir Yarısı

Gecenin bir yarısı,

Gözlerim uykuya dargın,
Bilmem kaçıncı küskünlük bu,
Kaçıncı geceleri kendime dost bilişim,
Bu kaçıncı gece?
Kaç gecedir aynı sahne,aynı seneryo,
Kaçıncı aynı oyunu oynayışım.......

Gecenin bir yarısı,
Kendim kendimle dargın,
Bilmem kaçıncı kızışım kendime,
Kaç gecedir aynı yemin , aynı söz veriş,
Kaçıncı vazgeçemeyişim senden.......

Gecenin bir yarısı,
Şarkılar şarkılara dargın,
Bilmem kaçıncı aynı şarkıyı dinleyişim,
Kaç gecedir aynı acı,aynı gözyaşı,
Kaçıncı hayalinle dans edişim..........

Gecenin bir yarısı,
Kaçıncı sohbetlerdeyim,
Kaçıncı söz edişim senden geceye,
Kaç gecedir aynı sohbet, aynı bıkışı benden gecenin,
Kaçıncı hesaplaşışım kendimle..........

Gecenin bir yarısı,
Şu sokak ve ben ?
Kaçıncı başbaşa kalışımız,
Kaç gecedir aynı soluk,aynı ayak sesleri beklediğim,
Kaçıncı başka sokaklardan geçişim...........

Bir gece yarısı,
Herşey herşeye dargın,
Kaçıncı yalnız kalışım,
Kaç gecedir aynı duvar, aynı buğulu cam aramızda,
Kaçıncı ellerimin arasından kayışın,
Ve sokak , ve gece ve ben...

Bir şeye dargın..:
SANA ! SEN OLMAYANA.....!!!
 
    
Adaklar Adadım Sana

Sana şiirler okuyacağım, gitme
Güneşler doğacak yalnızlığımdan
Sana bir ışık getireceğim
Büyük aydınlığımdan


Sana bir dolu umut getireceğim
Küçük ellerine sığmayacak
Sana Afrika gecelerini getireceğim
Sımsıcak


Sana çiçekler getireceğim
Bozulmuş güz bahçelerinden
Sana bir serinlik getireceğim
Yağmur tanelerinden


Sana avuç avuç yıldız getireceğim
Güneşimden başka
Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim
Köpük köpük dalga dalga


Sana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan, tepelerden
Gitme, sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden...
 
    
Şimdilerde ben,

Senli anların saadetiyle, büyülenmiş yaşıyorum.


İçimde biriktirdiğim hüzünler an ve an eskiyor.

Yabancısı olduğum, daha önce kapımı çalmayan, lakin ayak uydurmakta güçlük çekmediğim anlar bu anlar. Tanıdık olması sıradanlaştırırdı zaten. Oysa ben, Kül Kedisinin balo coşkusundayım takvimime adın yazıldığından beridir.

Ruhumun huzuru kaçmış, yakalamışsın! Mutluluktan bile ağlayasım yok hiç. Yüzüme yakıştırmıyorsun ki.

Karanlık kuyularda dahi gün ışıyor, hissediyorum. Duymaması gerekenlere bile, seni haykırasım var.

Şimdilerde ben,

En sessiz olduğun anlarda bile, en çok senin sesini duyuyorum. Kimileri hala hayatın karanlığından yakınırken, şımarık bir tebessüm atıyorum. Yine aklımdasın. /Kaybolmaksızın.

İç dünyamın sesi ise susacak gibi değil. Sen, her yerde konuşabilen ve konuşma ihtiyacı duyduğum bir ses oluyorsun.

Gelecek kaygısını hissetmeksizin, en sesli aşk şarkılarını, avaz avaz haykırıyorum caddelere.

Gözlerin bir çığlık,bir yaralı haykırış ken nefesinin kokusunun üzerime sindiğini hissediyorum. Yaşamak bu!


Bir kez daha hak veriyorum kendime; Evet, hayat olmalıydı senin adın!Çünkü sen... Hayat[ım]sın....

Yarınının nelere gebe bilmediğimiz bu saklı cennete, iyi ki Hayat[ım]sın!

İyi ki aşksın ve daha da güzeli aşıksın iyi ki.

Seni seviyorum hayat!

İyi ki doğduk...

İyi ki varız...
 
    
 
 
Üst Alt