- Katılım
- 14 May 2014
- Mesajlar
- 950
- Tepkime puanı
- 971
- Puanları
- 93
İNSANLIK KALICI VE GEREKLİDİR
Şimdi anladık mı evimizin çok küçük olmadığını, ya da çok soğuk olmadığını, yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çokta önemli olmadığını, ya da yediğimiz yemeğin tuzunun, salçasının, etinin, sebzesinin az ya da çok olmasının çokta önemli olmadığını, ballandıra ballandıra anlattığınız telefonunuzun, arabanızın markasının, yazlığınızın, zenginliğinizin çok önemli olmadığını, ya da milyonlarca liraya aldığımız konutun belki de mezarımız olabileceğini,...
Üzerinizdeki montun, ayağınız üşümesin diye bir köşede duran battaniyenin kıymetini, sıcak bir çayın çorbanın ekmeğin nasıl da kıymetli olduğunu, ya da kalbini kırdığınız bir insanın gönlünü almaya vaktiniz olamayacağını, kaçırdığınız trenin dolmuşun vapurun arkasından telaş yapmanın ne kadar gereksiz olduğunu,...
Nerede nasıl yattığınızın değil de, nerede nasıl ya da ne halde uyanacağınızı, ya da uyanamayacağınızı, üzerinizde uyuduğunuz yorganın yerine moloz yığınlarının altında kalabileceğinizi,...
Bu depremler afetler felaketler hep ders olmalı....
UNUTULMAMALI...
Zenginliğin malın mülkün makamın emanet olup İNSANLIĞIN kalıcı ve gerekli olduğunu...
Sevdiklerinizin kıymetini bilin, kalbini kırmayın...
Yediğinizi içtiğinizi giydiğinizi israf etmeyin...
Emanet olan hayatımızı, canımızı ne zaman nerede teslim edeceğimiz belli değil.
Yaptığınız işin, imalatın, sorumluluk alanlarınızda ki davranış ve mesuliyetin insan hayatına nasıl da kötü sonuçlar yaşatabileceğini, insan ya da hayvan tüm canlıların ölümlerine sebep olabileceğinizi....
Demem o ki doğru dürüst vicdanlı onurlu yalansız şerefli haysiyetli kanaatkar ve Allah'a şükrederek yaşayın....
alıntıdır....
AZA KANAAT ETMEYEN ÇOĞU BULAMAZMIŞ...
Depremde ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa, geride kalanlara sabırlar diliyorum....
TÜRKİYE'M GEÇMİŞ OLSUN BAŞIN SAĞOLSUN...
Şimdi anladık mı evimizin çok küçük olmadığını, ya da çok soğuk olmadığını, yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çokta önemli olmadığını, ya da yediğimiz yemeğin tuzunun, salçasının, etinin, sebzesinin az ya da çok olmasının çokta önemli olmadığını, ballandıra ballandıra anlattığınız telefonunuzun, arabanızın markasının, yazlığınızın, zenginliğinizin çok önemli olmadığını, ya da milyonlarca liraya aldığımız konutun belki de mezarımız olabileceğini,...
Üzerinizdeki montun, ayağınız üşümesin diye bir köşede duran battaniyenin kıymetini, sıcak bir çayın çorbanın ekmeğin nasıl da kıymetli olduğunu, ya da kalbini kırdığınız bir insanın gönlünü almaya vaktiniz olamayacağını, kaçırdığınız trenin dolmuşun vapurun arkasından telaş yapmanın ne kadar gereksiz olduğunu,...
Nerede nasıl yattığınızın değil de, nerede nasıl ya da ne halde uyanacağınızı, ya da uyanamayacağınızı, üzerinizde uyuduğunuz yorganın yerine moloz yığınlarının altında kalabileceğinizi,...
Bu depremler afetler felaketler hep ders olmalı....
UNUTULMAMALI...
Zenginliğin malın mülkün makamın emanet olup İNSANLIĞIN kalıcı ve gerekli olduğunu...
Sevdiklerinizin kıymetini bilin, kalbini kırmayın...
Yediğinizi içtiğinizi giydiğinizi israf etmeyin...
Emanet olan hayatımızı, canımızı ne zaman nerede teslim edeceğimiz belli değil.
Yaptığınız işin, imalatın, sorumluluk alanlarınızda ki davranış ve mesuliyetin insan hayatına nasıl da kötü sonuçlar yaşatabileceğini, insan ya da hayvan tüm canlıların ölümlerine sebep olabileceğinizi....
Demem o ki doğru dürüst vicdanlı onurlu yalansız şerefli haysiyetli kanaatkar ve Allah'a şükrederek yaşayın....
alıntıdır....
AZA KANAAT ETMEYEN ÇOĞU BULAMAZMIŞ...
Depremde ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa, geride kalanlara sabırlar diliyorum....
TÜRKİYE'M GEÇMİŞ OLSUN BAŞIN SAĞOLSUN...
Son düzenleme: