- Katılım
- 24 Nis 2014
- Mesajlar
- 609
- Tepkime puanı
- 554
- Puanları
- 93
Büyük müfessir Zemahşeri’nin bir ayağı kesikti. Neden? Diye sordular. Şunları anlattı:
“Annemin bedduası nedeniyle oldu. Küçüktüm, bir kuş yakalamış, ayağını bir iple bağlayıp çekmiştim de ayağı kopmuştu. Annem, bundan dolayı çok üzüldü. Bu kuşun ayağını kopardığın gibi, Allah da senin ayağını koparsın, dedi. Büyüdüm, ilim için Buhârâ’ya giderken binek hayvanımdan düştüm, ayağım kırıldı ve kesilmesi gerekti.”
Elbette Zemahşeri’nin annesi de bizim annelerimiz gibi idi. Beddua ettiklerinde onlar da dilleri ile yaparlardı, kalpleri ile değil. Zemahşerinin annesi yaşasa ve oğlunun ayağının kesileceğini görse idi ve de kendisine senin ayağın mı oğlunun ayağı mı kesilsin? dense kendi ayağının kesilmesini tercih ederdi, oğlunun ayağının değil.
Dua, isabetli bir oktur. Bazen dua, duanın kabul olunduğu vakte denk gelir de o vakit pişmanlık vakti oluverir. Bu nedenle hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Kendinize beddua etmeyin! Evlatlarınıza beddua etmeyin! Mallarınıza beddua etmeyin! Kendisinde Allahtan ihsan istenen kabul saatine denk gelir de bedduanız kabul olunuverir”. (Müslim)
Bu konuda rivayet olunan şeylerden biri de şudur: “Hz Ömer, eli kötürüm olan bir adam gördü. Sebebini sordu. Adam şöyle dedi: Cahiliyye döneminde babamın bana olan bedduası nedeniyle oldu.”
Ey ana-babalar! Evlatlarınız hakkında dikkatli olun! Hataları nedeniyle öfkelendiğinizde, onlara lanet okumayın ve beddua etmeyin.
Kız tabak kırdığında, ‘Allah senin kalbini kırsın’ dediğinizde; ya duanın kabul olunduğu saate denk gelirseniz nolacak? Tabak, kızının kalbine denk midir?
Oğlunuz sizi kızdırdığında: ‘Allah seni mutsuz etsin!’ dediğinizde, ya duanın kabul olunduğu saate denk gelirseniz n’olacak? Bir ömür sürecek olan mutsuzluk, bir anlık öfkeye denk midir?
Kendimizi, evlatlarımız için dua etmeye alıştıralım; beddua etmeye değil. Allah seni ıslah etsin! Allah sana doğru yolu göstersin! Rabbim göğsüne genişlik versin! gibi güzel sözleri, öfke anında tekrarlayabilsek ne tatlı olur, değil mi?
Ey evladlar! Ana-babanızı öfkelendirmeyin. Ey ana-babalar! Evladlarınıza, beddua oku atmayın. Unutmayın ki, ana-babanın duası çok az hedef şaşırır.
Yoksa sen, dua ile alay mı ediyorsun, yahut onu küçümsüyor musun? Duanın neler yaptığını bilmiyorsun o zaman! Unutma, gece atılan ok bile hedefe varır. Sen, okun hedefe varıp varmadığını o an göremesen de ortalık aydınlanınca görürsün, okun hedefe saplanmış olduğunu
“Annemin bedduası nedeniyle oldu. Küçüktüm, bir kuş yakalamış, ayağını bir iple bağlayıp çekmiştim de ayağı kopmuştu. Annem, bundan dolayı çok üzüldü. Bu kuşun ayağını kopardığın gibi, Allah da senin ayağını koparsın, dedi. Büyüdüm, ilim için Buhârâ’ya giderken binek hayvanımdan düştüm, ayağım kırıldı ve kesilmesi gerekti.”
Elbette Zemahşeri’nin annesi de bizim annelerimiz gibi idi. Beddua ettiklerinde onlar da dilleri ile yaparlardı, kalpleri ile değil. Zemahşerinin annesi yaşasa ve oğlunun ayağının kesileceğini görse idi ve de kendisine senin ayağın mı oğlunun ayağı mı kesilsin? dense kendi ayağının kesilmesini tercih ederdi, oğlunun ayağının değil.
Dua, isabetli bir oktur. Bazen dua, duanın kabul olunduğu vakte denk gelir de o vakit pişmanlık vakti oluverir. Bu nedenle hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Kendinize beddua etmeyin! Evlatlarınıza beddua etmeyin! Mallarınıza beddua etmeyin! Kendisinde Allahtan ihsan istenen kabul saatine denk gelir de bedduanız kabul olunuverir”. (Müslim)
Bu konuda rivayet olunan şeylerden biri de şudur: “Hz Ömer, eli kötürüm olan bir adam gördü. Sebebini sordu. Adam şöyle dedi: Cahiliyye döneminde babamın bana olan bedduası nedeniyle oldu.”
Ey ana-babalar! Evlatlarınız hakkında dikkatli olun! Hataları nedeniyle öfkelendiğinizde, onlara lanet okumayın ve beddua etmeyin.
Kız tabak kırdığında, ‘Allah senin kalbini kırsın’ dediğinizde; ya duanın kabul olunduğu saate denk gelirseniz nolacak? Tabak, kızının kalbine denk midir?
Oğlunuz sizi kızdırdığında: ‘Allah seni mutsuz etsin!’ dediğinizde, ya duanın kabul olunduğu saate denk gelirseniz n’olacak? Bir ömür sürecek olan mutsuzluk, bir anlık öfkeye denk midir?
Kendimizi, evlatlarımız için dua etmeye alıştıralım; beddua etmeye değil. Allah seni ıslah etsin! Allah sana doğru yolu göstersin! Rabbim göğsüne genişlik versin! gibi güzel sözleri, öfke anında tekrarlayabilsek ne tatlı olur, değil mi?
Ey evladlar! Ana-babanızı öfkelendirmeyin. Ey ana-babalar! Evladlarınıza, beddua oku atmayın. Unutmayın ki, ana-babanın duası çok az hedef şaşırır.
Yoksa sen, dua ile alay mı ediyorsun, yahut onu küçümsüyor musun? Duanın neler yaptığını bilmiyorsun o zaman! Unutma, gece atılan ok bile hedefe varır. Sen, okun hedefe varıp varmadığını o an göremesen de ortalık aydınlanınca görürsün, okun hedefe saplanmış olduğunu
