BİLGİ İZZETİN İKİ ŞARTI: ALLÂH’I ZİKİR VE İNFAK ETMEK

MineAsu

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
5 Eki 2013
Mesajlar
181
Tepkime puanı
3,105
Puanları
113
İZZETİN İKİ ŞARTI: ALLÂH’I ZİKİR VE İNFAK ETMEK



Münâfıkûn sûresinin 9. ve 10. âyetlerinde müminleri izzete erdirmek için iki şey emredilmiştir. Birisi Allâhü Teâlâ'yı zikretmek, diğeri de infak, yani malını Allâh'ın emrettiği ve razı olduğu yerlere harcamaktır.


Bütün güzel ameller Allah sevgisiyle yapılan işlerdir. Bunların bir kısmı günahların mağfiretine (bağışlanmasına) vesiledir. Gece herkesin uyuduğu, gâfil olduğu esnada kalkıp namaz kılmak, cemaate devam etmek ile hayırlı işler yapmak için yürümek gibi. Bir kısmı da infak ederek (zekat ve sadaka vererek) muhtaçları doyurmak gibi Allah katında derecelerin yükselmesine vesiledir.


İnsan ne kadar namaz kılarsa kılsın, zekât ve sadaka vermedikçe yüksek derecelere kavuşamaz. “Zekât, islamın kantarasıdır” buyurulması, yüksek derecelere kavuşmak için köprü ve geçit mesabesinde olduğundandır.


Farzların sevabı çok olmakla beraber onlar kulun üzerinde bir borç olduğu için Allâh'a yakınlık en çok nafileler ile olduğu gibi infakta da asıl derece kazandıran (zekat gibi farz olan) borçlarını ödedikten sonra Allah için verilen sadaka ve yardımlardır.


Asıl izzet yemekte değil, yedirmektedir. Dünyada cemiyeti en ziyade yoran, boğuşturup çarpıştıran kavgaların kökü bu infak meselesidir. Allâhü Teâlâ mü'min kullarına cennette derecelerini yükseltmek için zikirden gaflet etmemelerini ve infak etmelerini emir buyurmuştur. İnfak yapmayan, sadaka vermeyenler kendisine ölüm geldiği, öleceğini anladığı vakitte Allâh'a giderken nimetlerden mahrum olarak gittiğine hasret çekecek, pişman olacaktır.


Allâhü Teâlâ bu nimetlerden nasibdar olmaya gayret göstermeleri lüzûmunu ihtar için: “Yâ Rabbî, ecelimi çok az bir müddet tehir etsen (geciktirsen) ben de sadaka vermeye çalışsam ve salih kullarından olsam” demeden önce infakta bulunmayı emrediyor. Onun için o dem gelmezden evvel, mümkün olduğu kadar rızıklarınızdan keserek infak edin (muhtaçlara verin) de o gün o hasret ve husranı çekmeyin. (Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)




 
  
 
 
 
Üst Alt