Güzel Hikayeler İLGİ GÖRMEYEN HER ŞEY ÖLÜR

mehmet alii

THEME MAKER
Nisan Forum
Katılım
24 Nis 2014
Mesajlar
609
Tepkime puanı
554
Puanları
93
Perihan hanım misafirliğe gelen annesini yolcu edip bir haftadır görmediği çiçeğin yanına gittiğinde en büyük hayal kırıklığını yaşamıştı... Çiçek kurumuştu... Oysa eşi İhsan bey söz vermişti evlenirken... O çiçeği soldurmayacaktı...Sevgileriyle birlikte yeşersin istemişlerdi bir ömür boyu oysa. Gözyaşları kurumuş çiçeğe damlarken yüreği yangın yeri olmuştu...Kendiside o çiçek gibi değilmiydi zaten? Aradan geçen onca sene sonunda ilgisiz sevgisiyiz kalmıştı. Eşinin yaptığı tek şey eve gelip yemeğini yemek. Sonrada televizyonun karşısına geçip saatlerini orada tüketmekti.Senelerdir sanki hep aynı günü yaşıyorlardı. Eşine"nasılsın? "bile demeyi akıl etmeden.... Rüya gibi başladıkları evlilik çiçekkeriyle birlikte kuruyup gidiyordu...

Tamda o günlerde hiç ummadığı birşey olmuştu. Ve Perihan bir alşam hanım usulca yaklaştı kendini zerrece önemsemeyen eşine ve,

-"Gözümüz aydın bey... Bir çocuğumuz olacak-" demişti gözyaşlarıyla...Kötü giden bir evliliği kurtulmasını bebeğine bağladı Perihan hanım... O günden sonra ise biraz değişir gibi olmuştu İhsan bey. Sırf bebekleri için eskisi gibi ilgilenmeye çalıştı eşiyle... Yapmacık bir ilgi ne kadar gerçekçi dururduki insanın üzerinde? O ilgi gösteriyormuş gibi yaptıkça, Perihan hanımda inanmış gibi yapıyordu çaresizce gözyaşlarını içine akıtarak...

Fakat aylar geçtikçe gittikleri kontrolde bebeklerinin otizmli olarak doğacağını öğrendiklerinde, İhsan bey birkez daha eski günlerine dönmüş, ilgisiz bir koca olup çıkmıştı...

Mutluluğa alışmış insanlara mutsuzluk daha zor gelir...

Defalarca,

-"O çocuğu aldır. Yoksa boşarım seni. Sakat bir çocuğa bakamam-" diye tehditler savunmuştu. Perihan hanım ölürdü de yinede bir cana kıyamazdı... Eşinin onca ikazına rağmen dokuz ay sonunda çocuğunu dünyaya getirdi ... Oğlunun adını dahi dedesi koymuştu.Derviş olmuştu oğlunun adı... Çünkü babası o sıralarda kahvehane zaman geçirmeyi tercih etmişti... Hiç bir zaman baba sevgisi görmedi Derviş... Ne ilk adımında, ne diş çıkarırken, nede hastalandığında yanında olmamıştı babası...
Perihan hanım ise otizimli oğlunu tek başına büyütmeye başlamış,bir anneden fazlası olmuştu oğluna.

Derviş on yaşına gelince,bazı şeyleri geldiğinde başlamıştı. Babasının ilgisizliğinide... Onu sevmediğinide...

Akşam üzeri babası kahveden geldiğinde onu kapıda karşılamak için belki bir saat kapının önünde beklediği olurdu...İhsan bey ise içeriye girdiğinde görmezden gelirdi oğlunu... Sırf otizimli diye,

-"Çekil önümden işe yaramaz.Yarım akılı sende-" diye itelerdi oğlunu... Bir defa adıyla hitab etmediği gibi, hiçbirzaman sevmemişti de Derviş'i...Bir çocuğun babası uyurken onu uyandırmadan sarılması ne acı bir duyguydu. Perihan hanım Derviş' in babası uyurken ona hissettirmeden, uyandırmadan sarılmaya çalışmasını gözyaşlarıyla izlerdi çoğu zaman.

Perihan hanım belki biraz yumuşar diye İhsan bey' in doğum gününde pasta yapmış, Derviş'e de defalarca sürpriz yapacaklarını anlatmıştı... Derviş annesinin peşinden ayrılmadı o gün sevincinden...

-"Baba ya sürpriz... Baba beni sevecek-" diye diye döndü bütün gün boyunca annesinin peşinde...

Akşam İhsan bey eve girince ışıkları söndürüp annesiyle birlikte koltuğun arkasına saklandıklarında içi içine sığmıyordu Derviş'in... O karanlıkta İhsan bey masaya takılıp düşmüş ve bağırıp söylenmeye başladığıda koşup ışığı açmışlardı... Onca şeye rağmen yüreği buz gibi adamdan sevgi dilenir gibi ışıl ışıldı bakışları Derviş' in..

O an düşmenin verdiği hırsla
-"Beğendinmi yaptığını?Yarım akıllı-" deyip Perihan hanımın'ın beklemediği bir anda tokat atmıştı Derviş'e...Ne olduğunu anlamaya çalışan çocuk, dikkatle baktı babasının yüzüne,ve yanağından iki damla yaş süzülürken,

-"Baba bizi sevmiyor... Sevmiyor-" deyip tüm sevincini bitirmiş bir halde odasına yürümüştü... Perihan hanımın kanı donmuştu sanki... Sevgisiyle ilgisiyle, en zor günlerini beraber atlattığı adamla aynı adammıydı karşısındaki düşüncesiz adam?Dikkatlice baktı yıllar sonra eşinin gözlerine ve,

-"Bizi istemeyeni bizde istemiyoruz... Yarından tezi yok boşanmak istiyorum... -" demiş ve ağlayarak Derviş'in peşinden gitmişti...

İhsan beyin istediği olmuştu belkide...

-"Bu çocuktan bir halt olmaz. Sakat çocuk bize hayur getirmez-" deyip, doğurmasını istemedipi halde inatlaşır gibi Derviş' i dünyaya getiren eşinede soğumuştu zaten. Ve bir hafta içinde boşandılar... Eve eşyalarını almaya geldiği o gün son gördüğü şey yıllar önce evlendikleri gün diktikleri, ama şimdi kurumuş olan çiçeklerinin yanına Perihan hanım ve oğlu Derviş in bir çiçek daha diktikleri olmuştu... Ve şöyle diyordu Perihan hanım oğluna. İhsan beyin duyacağı şekilde
-"Bu çiçeğin adı Derviş olsun. Asla soldurmayacağız bu çiçeği oğlum...Sevgimizle yeşerteceğiz... Hemde gerçek bir sevgiyle-" demişti...

İhsan bey boşandıktan üç yıl sonra bir zarf aldı eski eşi Perihan hanımdan... Mektubu hiç okumadan attı eski bir sandığa... Aradan dört sene daha geçince bir zarf daha aldı. Yine o zarfı da okumadan atmıştı eski sandığına... 40 sene boyunca aralıklarla Perihan hanım eski eşine mektup göndermiş ama İhsan bey okuma tenezzülünde dahi bulunmamıştı...Hepsini eski sandığına atardı umursamadan

Yaşlılık hastalıklarından birine tutuldu bir gün.Ve bir kriz geçirdi İhsan bey. Komşuları hastahaneye zor yetiştirdiler... O gün nöbetçi olan doktor öyle iyi ilgilenmiştiki İhsan beyle...Çok mutlu olmuştu yaşlı adam. Ay parçası gibi güzel bir doktordu karşısındaki...Yüreğindeki ağrıya da iyi gelmişti o güzel ve içten gülümseyişi...

-"Amcacım bu ilaçları hergün aralıksız kullanın olurmu-" "deyip gülümserken, muayenehanenenin kapısında yaşlı bir kadınla orta yaşlarda bir adam belirmişti... Yaşlı kadın orta yaşlardaki adamın elinden tutmuştu sıkı sıkıya... O an genç doktor sevinçle koşarak,

-" Benim güzel babam hoşgeldin... Kıyamam kızının ilk iş gününde ziyerete mi geldin sen?Babanecim sende hoşgeldin -" dediğinde yaşlı kadın konuşmaya başlamıştı...

-"Derviş illede gidelim dedi... İşten izin almış...Kızımı göreceğim diye tutturdu.. -" dediğinde yakasında "Aslı Hanzade" yazan doktor, gözyaşlarıyla ellerini öpmüştü babasının...

Sedye de gördükleriyke donakalmıştı o an İhsan bey... Karşısında duran eski eşi Perihan hanıma baktı uzun uzun... Sonrada yanındaki otizmli adama...

Kızımmı demişti Derviş? ... Nasıl olurdu ki bu? Sakat dediği çocuk evlenmiş, çalışıyor hatta birde çocuğu olmuş, onu okutup koskoca doktor yapmıştı öylemi
İhsan bey şapkasını iyice aşağıya indirmişti tanınmamak için... Eski eşi, oğlu ve daha yeni tanıdığı torunun yanında geçerken Perihan hanım'ın şu sözlerini işitmişti.

-"Hadi hepberaber çiçeğimizi sulaya gidiyoruz... Tıpkı her akşam üstü yaptığımız gibi-"

İhsan bey bir taksi tutup doğruca eve gitti. Ve kilitli sandığını açtı sonra... Ve eski eşi Perihan hanım'ın gönderdiği mektupları sırasıyla okumaya başladı... İlk mektupta şöyle yazıyordu

Üç yıl geçti. Oğlumuz ilkokulu bitirdi... O senin sandığın gibi yarım akılı değil. Biraz ilgi gösterildiğinde sınıfındaki en iyi dördüncü öğrenci oldu Derviş-" Elleri tireyerek diğrr mektubu okumaya başlamıştı yaşlı adam..

-"Dört yıl daha geçti ama sen birkere dahi oğlunu görmeye gelmedin. Derviş artık liseye gidiyor. Ve çevredeki herkes tarafından çok seviliyor. Eksikliğini hissettiği tek şey baba sevgisi...-" Gözyaşlarıyla diğer mektuba geçmişti sonra da.

-"Çok uzun seneler oldu.Artık onu görmeye geleceğine dair umudum kalmadı. Yarım akılı deyip istemediğin oğlun artık bir üniversite mezunu. Çok yakında yeni işine başlayacak. Ve üniversitede tanıştığı Feride adında bir kızla hayatını birleştirmeye hazırlanıyor-"İhdan bey okuduklarıyla gözyaşlatına boğulmuş ve elindeki son mektubu açmıştı büyük bir pişmanlıkla...

-" Adam olmaz dediğin Derviş artık bir aile babası. Hemde senin gibi bir baba değil. Kızının ayağına diken batsa, canı acısa eli ayağına dolaşan koca yürekli bir adam...Onunla gurur duyuyorum...-"
yazıyordu mektupta...
Akşam üstü bir taksi durmuştu Perihan hanımın evinin önünde. Usulca eve yaklaşmıştı taksiden inen eski esi İhsan bey... Bir ağacın arkasına geçti ve usulca izledi olanları... Perihan hanım ve Derviş ellerinde yıklar önce diktikleri çiöekkeri sularken, Derviş'in eşi ve doktor kızı Aslı sevinçle alkışlıyorlardı onları... Çiçeği suladıklarında Derviş annesinin elini tuttu gözyaşlarıyla. Ve,

-"Herşey için teşekkür... Baba gibi yarım akıllı demediğin için teşekkür...

Beni hiç bırakmadığın ve bu çiçek kurumasın diye ilgilendiğimiz gibi, benimlede ilgilendiğin için teşekkür...Derviş sana minnettar anne-" demişti sıkı sıkıya annesine sarılarak... Perihan hanım ise hıçkıra hıçkıra ağlıyordu sevincinden...

İlgi görmeyen herşey ölür. Duygular, evlilikler, çiçekler bile...

Hikayeler güzeldir. Kimi zaman ağlatır. Kimi zaman güldürür.Fakat hep öğüt verir.
 
  
 
"Hikayeler güzeldir. Kimi zaman ağlatır. Kimi zaman güldürür.Fakat hep öğüt verir." Aynen ....Emeğinize sağlık Mehmet bey.Güzel paylaşıma teşekkürler....
 
    
Emeğine Sağlık Mehmet bey Paylaşıma Tskkrr...
Yüreginize Saglıkk Sevgi Herşeyin Üstesinden gelir Yeterki Sevmesini Bilelim ..
 
    
 
 

Similar threads


Üst Alt