İKİ DOST, BİR KUŞ

*t£b£ssüm*

EMEKLİ ADMİN
Nisan Forum
Katılım
21 May 2011
Mesajlar
835
Tepkime puanı
198
Puanları
83
Konum
İzmir
3c5c8e40fc65a7eccb6fd67baff8c3de_1315465745.png


İKİ DOST, BİR KUŞ


Bir zamanlar bir ülkede iki arkadas varmıs. Bunlar pek haylazmıs, üstelik sürekli gevezelik ederlermis. Çevrelerindeki büyükler bunlara o kadar çok "Evladım az ve öz konusun" demisler ki, sonunda adlan Az ve Öz kalmıs. Az, çok haylazmıs; Öz de haylazmıs ama, iyi--kötü ucundan kenarından okurmus. Eski Yunan'dan, Eski Roma'dan, Eski Tür...k'ten kitaplar okurmus Öz. Aisopos'u bile tanırmıs. (Yüz yüze görüsmemisler ama kalpten tanısmıs, o kısa, kambur, kekeme, ama tatlı dilli Aisopos ustayla.)

Neyse lafı uzatmayalım, Az ile Öz günlerden bir gün kötü islere bulasmıslar, kötü adamlarla dalasmıslar. Ve bir gün olanlar olmus. Haydutlar Az'ın ve Öz'ün gözlerini baglayıp kaçırmıslar. Öyle az öteye degil; bir araca bindirip günlerce uzaktaki bir yere götürmüsler. Tastan bir odaya kapatmıslar. Odanın duvarında ufak bir pencere varmıs. Demirli. Bu pencereden bakınca yalnızca gökyüzü gözüküyormus. Günlerdir gözleri baglı yolculuk eden Az ile Öz çok yorgun düsmüsler ve nerede bulundukları konusunda en küçük bir bilgileri yokmus. Haydutlar iki arkadası tas odaya koyduklarında gözlerini açmıslar.

Öz hemen uyumus. Az ne olur ne olmaz diye uyumadan beklemis. Bir süre sonra Öz uyanmıs ve Az'a "Ben uyurken ne oldu?" diye sormus. Az, hiçbir sey olmadıgını söylemis. Öz "Hiçbir sey duymadın mı, görmedin mi?" demis. Az, "Hayır, sadece pencereye bir kus kondu" demis. Öz heyecanla "Nasıl bir kustu?" demis. Az "Bilmiyorum dikkat etmedim, basbayagı bir kustu, tam göremedim, sadece gagası gözüktü" demis. Öz "Gagası nasıldı?" diye devam etmis. Az, "Ne bileyim dikkat etmedim" demis. Öz bu duruma çok üzülmüs. "Hay ben sana ne diyeyim; eger o kusun gagasına dikkatli baksaydın, simdi nerede oldugumuzu bilebilirdik" demis. Az "Saçma, bir gaga çok küçük bir sey. Ona bakıp nerede bulundugumuzu nasıl anlayabiliriz ki?" demis. Öz "Bu dünyada küçük seyler yoktur. Bakmasını bilen göz için her seyin bir anlamı vardır" demis ve devam etmis: Bu dünyada küçük seyler yoktur. Bakmasını bilen göz için her seyin bir anlamı vardır. "Bak eger kusun gagası uzun ise bizi Alma'nın (Alma yola çıktıkları kasaba imis) kuzeydogusundaki bataklık bölgeye getirmisler demektir. Uzun gagalı kuslar suyun dibindeki solucanları, küçük kabuklan toplar çünkü, Eger kusun gagası, kısa, ince ve sivri ise agaç kabuklarındaki böcekleri yiyordur; Sögüt Bülbülü'dür örnegin. Bu durumda bizi güneydeki ormanlık bölgeye getirmislerdir.

Eger gagası egri, çapraz uçlu ise, çam kozalaklarının pullarını ayıran bir çapraz gagadır. Bu durumda batıdaki çamlık bölgeye getirmislerdir bizi. Eger gagası kısa, kalın, güçlü ise tohumların, yemislerin sert kabuklarını kırıyordur. Bu durumda Alma'nın kuzey batısındayız demektir. Nerede bulundugumuzu bilmek ise kurtulma yolunda ilk adım olabilir." Az duydukları karsısında hayretler içinde kalmıs, Öz'e "Küçük bir seyden böyle büyük sonuçlar çıkarabilecegini hiç düsünmemistim. (yi de bütün bunları simdiye kadar niçin bana ögretmedin?" Öz, "Simdiye kadar böylesine zor durumda hiç kalmadık da o yüzden. Bu dünyada her durumda ise yarayacak küçük bilgiler vardır. Uygun durumda uygun bilgiyi kullanırsan büyük sonuçlar çıkar ortaya. Küçük, büyügün anasıdır. Azlık çoklugun özüdür" demis. Küçük, büyügün anasıdır. Azlık çoklugun özüdür.



Kıssadan Hisse (Öyküdeki Önem): Büyük seylere küçük adımlarla ulasılır. Ve insan, bedenine ve dünyaya hapsedilmistir; tastan bir hücrede gibidir. Çevresindeki pek çok küçük seyi fark ettikten sonra özgürlügüne kavusabilir. Bir gün yıldızlara ulasabilmek için, bugün yeryüzündeki her seyi degerlendirmeniz gerekir. Azlık çoklugun özüdür. Ve bir de su: Evren, bir bütündür, tektir. Belki bu yüzden evrende birbiriyle tamamen iliskisiz iki sey yoktur. (liskileri görebildiginizde, evren kalbini açar size. (İste Az ile Öz'ün öyküsü bunları anlatıyor bize
 
  
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
KONU GÜNCELLENDİ
 
    
 
 

Similar threads


Üst Alt